Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

(Rembo) mücerret fikri o hale getirmiş ki, ilahi azameti her noktada görür olmuştu. "En küçük bir teşbih yapsam çıldıracağım; o hale geldim" diye bir notu vardır. Bırakıyor edebiyatı, bir coğrafya cemiyetine aza oluyor, Afrika'ya geçiyor. Bir tek kelime mecaz, teşbih, istiare kullanmadan kuru kuru raporlar veriyor. "Güneş battı, yağmur yağdı, şu oldu, bu oldu" gibi.... Ve otuz sekiz yaşlarında bir hastalığa tutuluyor, Marsilya'da ölüyor. Ölürken son sözü şudur: "Allah Kerim.." Aynen böyle... Zira Afrika'da Araplarla teması olmuş, bu kadarını öğrenmiş... Evet "Allah Kerim" deyip ölüyor. Bir sözü, var... Bu söz ayarında bir söze rastlamadım ben hayatımda: "La vrais vie est apsante - Hakiki hayat namevcuttur!" Olmadı! (Apsante) namevcut demek değil... Olup da olmayan... Bütün bu hayatın (Rembo)ya verdiği his şudur: "Var" burada değil; burası, bir olanın işareti; ama o burada değil... (Paskal)ın da buna yakın bir sözü var. Pek basit, çok derin... Sözdeki derinlik, tumturaklı olmaktan uzak olduğu, tabiileştiği, kendi kendine içten geldiği vakit tecelli eder. Süslenen ve alayişli giyinen bir kadında olduğu gibi değil de, tabii çizgileri içinde görünen bir kadın gibi... (Paskal) diyor ki: "Nous mourrons seul- Yapayalnız ölürüz!"... Bu basit sözün ruhundaki derinlik hudutsuz...
·
9 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.