“Tahir olmak da ayıp değil Zühre olmak da hattâ sevda yüzünden ölmek de ayıp değil, bütün iş Tahirle Zühre olabilmekte yani yürekte.“ Sevdanın devrimci sesinden gelen bu yankı ne de güzel açıklıyor meseleyi. Tahir ile Zühre... Bir destan mı, bir roman mı, bir hikaye mi? Hayır! Hepsinden öte bir meseledir Tahir ile Zühre. Bir gönül meselesi, bir sevda meselesi, bir feda, bir eda meselesi. Yazgısı beraber yazılmış bir ‘bir’lik ikiliğe mahkum edilebilir mi? Hikmetten sual edemediğin bir gönül tahtını yakabilirseniz önden buyrun lütfen. Gönlü bir olan iki kişi surete aşık olmaz ki sıfatlara sığsın. Tahir kendi aşkına aşık, Zühre kendi aşkına sadık. Onlar ki “Sevda hicranın, zaman meçhulün mahkumu.” diyerek Hep vuslata yönelmişler. Ne zindan, ne sürgün alıkoyabilmiş onları bu sevdadan. Her işi takdirinde çekip çeviren mevla bir şeyin olmasını isteyince onu tecelli ettirecek gizli bir kapı açar zamana. Ancak; onların nasibine de sonsuz bir vuslat aşkı düşmüş. Her firakta yeniden alevlenen bir vuslat. Kavuşmaları sevdalandıkları yâr yolunda kalmış. Ne Tahir gibi ne de Zühre gibi kavuşabilmişler. Her aşıkın kaybolduğu maşuk çölünde tekrar bulmuş onları zulüm kolları. Sıcak tenleri kavuşamayan aşıkların toprakları ev olurmuş birbirine. Gözünde Zühre suretiyle mütebessim ahirete göçen Tahir’in kabri böyle görünmüş Zühre’ye. Beşiğe düşmeden gönle düşen aşkın erleri, aşka doğup aşkla ölürler. Bu fanilikte bir olamayanlar ebeden bir araya gelirler. Dedik ya bu ne bir destandır, ne bir roman ne de bir hikaye. Tahir ile Zühre sevdanın devrimine konu bir meseledir. Bir yol meselesi. Kendinden feda, aşka eda meselesi. Meseleyi anlayana ne Tahir olmak ayıp olur ne de Zühre. Sevdadan nasibini almamışlar ise...

Tahir İle ZühreMünire Daniş · Timaş Yayınları · 2017272 okunma

·

46 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Enes Akil AKBALIK