Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

144 syf.
10/10 puan verdi
·
31 saatte okudu
Yazmak, çoğu zaman konuşmaktan daha kolay gelmiştir bana. Çünkü insan konuşurken, soluk alacak ve düşünecek zaman bulamıyor, yazarken ise kendi iç dünyasına kapanması her şeyden daha kolay. Hatta bazen öyle oluyor ki, yazmak istediğim bir sonraki cümleyi kurana kadar, kafamdan onlarca düşünce geçiyor. Düşündüklerimin çoğunluğu da o an yazmak istediğimden oldukça farklı şeyler oluyor. Bir insan, yalnız ve suskun olunca – ki beni bilen bilir demek gibi bir saçma cümle kurmayacağım zira ben bile bazen kendimi bilmiyorum ama yine de konuşmayı eskisi kadar sevmiyorum – düşündüklerini yazıya dökmesi konuşmaktan daha kolay oluyor. Arkaş’ın öyküsünde yalnızlık ve suskunluk üzerine yazılmış olan, geçmişini hatırlamayan bir adamın günlüğüne döktüğü sessiz çığlıklarını okuyoruz. Kendini araması, bilmek istemesi ve hatırladığı anda da hiçbir şeyin eskisi gibi olmaması üzerine yazılmış bir eser. Bugün, dünyanın nüfusu 7.5 milyarı geçti. Hızla 8 milyara doğru yol alıyor. Gelecek yüzyıl içerisinde de 10 milyar olması işten bile değil. Bizler de bu milyarlarca insanın kalabalığı içinde yalnızlık hissetmeye, kendimizi aramaya devam edeceğiz. Hatta dünya nüfusu ne kadar çok olursa, insanların da yalnızlığı o kadar çok olacak. Yani basit bir hesapla 10 milyar insan, 10 milyar yalnızlık, düz hesap. Bu 10 milyar insandan biri olarak bizler de kalbimizdeki, ruhumuzdaki yalnızlığı gidermek ve kendimizi bulmak için çeşitli yollara başvuracağız, kalabalıklar içinde daha çok hissettiğimiz – en azından bende öyle – yalnızlığımızı unutmaya çalışacağız. Bunu kaç kişi başarabilecek hiç kimse önceden bilemez. Ama önünde sonunda hepimiz birer Arkaş veya kendini arayan adam (kadın) olarak yolumuza devam edeceğiz. Son olarak Nuayme’nin de dediği gibi: “Affet, ama af dileme!”
Kendini Arayan Adam
Kendini Arayan AdamMihail Nuayme · Kaknüs Yayınları · 2015467 okunma
·
48 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.