Nobel ödül komitesi tarafından Heinrich Böll çalışmalarının tacı olarak nitelendirilen bu eser ,şimdiye kadar okuduğum okunması en zor eserlerden biriydi.Bu roman deneysel edebiyat ya da postmodern olarak da niteleyebileceğimiz bir yazım türüne girebilir.Daha önce okuduğum Böll romanı , Katharina Blum’un Çiğnenen Onuru’nda görülen belgeselvari anlatım bu romanda tamamen hakim.Öyle ki neredeyse bir kameraman ve yanında elinde mikrofonla Heinrich Böll’ü hayal edebilirsiniz. Roman,1.Dünya savaşından hemen sonra doğan Leni Pfeiffer’in özellikle 2.Dünya savaşı ve sonrası hayatının ekseninde, o dönem Alman toplumunun değişimini anlatıyor.Faşizme karşı oldukça güçlü yergiler barındıran eser ,aynı zamanda savaş sonrası başlayan cinsel serbestlik devrimini de anlatıyor.Bunların ötesinde, kitapta 68 kuşağı ve onların bakış açısı ile Alman toplumunda yeni yeni filizlenmeye başlayan göçmenlik ve de göçmenler konusu da işlenmiş.Yani anlayacağınız bu çok katmanlı bir roman. Eğer bu kitabı okumaya niyetliyseniz size tavsiyem , mutlaka bir not defteri yanınıza alınız.Bu kitapta, tahmini olarak 125 karakterin var olduğu söyleniyor.Ben saymadım ama oldukça fazla karakteri ve bu karakterlerin Almanca isimlerini karıştırmak oldukça kolay; ayrıca birde kısaltmalar var.Yazar bazı isimleri ve kelimeleri kısaltarak yazıyor.Mesela ‘bundan sonra gözyaşına G. diyeceğiz ‘diyor ve gerçekten gözyaşı kelimesi yerine G. Kullanıyor.Bu tip kısaltmaları da unutmamak için yine not almanız şart. Kitabı şahsen çok beğenmedim çünkü, sanatsal açıdan üstün bir eser evet ve ayrıca faşizme göndermeleri falan da harika ama beni içine çekmedi. Bir türlü o içsel bağlantıyı kuramadım. Verdiğim 7 puanı, sadece kitabın deneysel olarak geliştirdiği anlatımsal özgünlüğe verdim yoksa olay örgüsü ve konu olarak hiç lezzet alamadım.İyi okumalar.

Fotoğrafta Kadın da VardıHeinrich Böll · Can Yayınları · 201389 okunma

·

89 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.