Gönderi

356 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
İstanbul' un geçmişini; bir çocuk, bir ergen, bir genç, bir de yetişkinin gözünden okudum sanki. Hatta bir tarihçi bir sanat eleştirmeninin... Bunların hepsinin birbirini tanıması, farklı ruh halleri, inanılmaz gözlemleri, ve tek bir bedende birleşmiş harmanlanmış olması... Hepimizin hiç gelmeyecek misafirler için hergün geleceklermiş gibi hummalı hazırlıklar yapan akrabaları omuştur. Hatta kendimizinde yaptığı... Çocukluğumda İstanbulu her tarafı aynalı, acının kaderin hiç uğramadığı bir şehir olarak hayal ederdim. İstanbuldan gelen öğretmenlerime elit oarak bakardım. Taki lise son sınıfta tatil için geldiğim bu şehri görene kadar. O zaman şu soruyu sordum kendime: Madem kültürümüz aynı, madem aynı şeylere gülüyor, aynı şeylere ağlıyoruz, madem aynı güneşle ısınıyor aynı karla üşüyoruz, madem aynı kulağa aynı buruna aynı devlete aynı polise aynı gökyüzüne sahibiz. Peki neyi paylaşamıyoruz. Niye bu kavga niye dil, din, ırk üstünlüğü... Neden nerden gelip nereye gittiğimizi unuttuk. Neden bu kadar şeyi renklilik zenginlik olarak değilde kusur olarak görüyor ve dayatıyoruz.. Artık hiç gelmeyecek misafirler için değil daima yanı başımızda olanlar için o muhteşem yemek takımlarını kullanma zamanı gelmeli diyorum :) sevgi ve selamlar.
İstanbul
İstanbulOrhan Pamuk · İletişim Yayınları · 20081,714 okunma
·
12 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.