Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

274 syf.
·
Puan vermedi
Futbol yada sporla ilgili olması yanında sürükleyici, yeni ve rahatsız etmeyen bir düşündürücülük içeren bir roman okumak istiyorsanız, bu kitabı okuyabilirsiniz. Kırmızı-beyaz üzerinden ülkenizi ve roman kahramanı üzerinden de kendinizi okumanıza katkı sağlayabilecek bir eser. Romanın adından da anlaşılacağı üzere Liverpool ve yetimhanede yetişip bir futbol yıldızı haline gelen Leo'nun yaşamı hikaye ediliyor. Hikaye içinde; yetenek, azim, gençlik, şöhret, sevgi, düşüş ve ayağa kalkma konuları başarıyla işlenmiş. Ve roman sonu hiç de tahmin edilemeyecek bir şekilde bitiyor.. zekice, farklı ve başarılı bir son bence.. gerçekten şaşırdım. Diğer yandan, Doğu kökenli Batılıları ya da Batı kökenli Doğuluları -genelde- seviyor olmamdan kaynaklanıyor da olabilir; romanda var olan kah şarktan kah garptan esintileri sevdim ben.. Hem felsefik olarak hem de davranışsal olarak farklı kültür esintilerini görüyorsunuz. "Bir Doğulu böyle söylemez!", "Bir Batılı böyle yapmaz!" ya da "Burası Türkçe kaçmış, ortadoğulu kaçmış!" dediğiniz zamanlar oluyor yer yer -ben de dedim- ama sanki bunu bilerek tercih etmiş yazar. Fena da durmuyor hani.. belki yeni bir edebi akım bile oluşturabilir.. Yazardan -ve bu tarzı benimseyebilecek başka yazarlardan da- daha olgun eserler belkliyorum açıkçası, bakalım gelecek mi? Ayrıca eser; sadece doğu-batı yaklaşımlarıyla kuşatıcı olarak da değil, geçmişin ve çağının okumalarıyla dolu bir zihnin kendi çağına romanla, sanatla taşması gibi.. Tarz olarak; Bir Dostoyevski, bir Hugo veya bir Tolstoy olmasa bile, onlar olmaya aday ama daha çok, Cibran ve Nietzsche tarafı ağır basan genç bir karışım gibi geldi bana. Tabii bariz şekilde, çok daha fazla betimlemelere ihtiyaç olduğu söylenilebilir. Kısacası, çok güzel buldum.. O kadar çok ve güzel edebi ve bilgelik yüklü benzetmeler var ki, çoğu zaman, büyük edebiyatçıların mı yoksa yazarın ifadeleri mi okuduğunuz, şaşırıyorsunuz. Bu da, büyük yazarlardan çok iyi bir beslenme göstergesi olsa gerek. Ama yazarın da kendi orijinal ifadeleri çokça var eserde. Üşenmeden yaptığım alıntılaradan siz de anlayabilirsiniz zaten. Kurgu, fikir ve hikayedeki sürprizlerle ele alınınca; yazar, yeni yapıtlarıyla kültürlerarası veya dünya çapında eserler vermeye aday bile olabilir.. Edebi cümlelerin kurgu ve orijinal hikayelerle bir araya gelmesi; yazarın, ilerde çok daha özgün eserler ortaya koyabileceği kanaatini oluşturdu bende. Kim bilir, neden olmasın? Gelecek için merakımı çekmeyi başardı eser, yazarı izliyor olacağım. Ayrıca şunu da belirteyim ki: "sitede, okuduğum bir eserden çokça alıntı yapmaktan vazgeçip, her eser için en fazla 10-20 alıntı yapma" kararı verdikten sonra bu eserle karşılaştım. sevdim de. Ancak, böyle bir eserin Türkçe olmasını isterdim. Yazarın tercihi tabi. Bu eseri, Türkçe okurların -da- seveceğini düşünüyorum. Esas belirteceğim şu idi: İngilizce olması nedeniyle de, az okunacağını düşünerek; sevdiğim yerleri -ki çoklar:)- az alıntı yapma kararıma rağmen -üşenmeden- alıntıladım. Yapılacak diğer değerlendirmeleri de merakla bekliyorum açıkçası; benim eserde gördüklerimi başkaları da görüyor mu, yoksa ben miyim sadece gören, uyduran!:) diye. Şimdiden "İyi okumalar" dilerim.. keyif alacağınızı düşünüyorum.
bi insan
bi insan
Red-White Love
Red-White LoveMustafa Dönmez · Independently Published · 20191 okunma
··
8 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.