Gönderi

168 syf.
9/10 puan verdi
Eğer Cinsiyetiniz "KADIN" ise Dünya Sizin İçin Hiç de İyi Bir Yer Değil!!! Geçmişten günümüze süregelen ne yazık ki alıştığımız bir hikâyemiz var. Başrolünde kadın ve erkeğin oynadığı... Sahne de çok tanıdık; ezen erkek, ezilen ise kadın... Günler geçti, insanlar bilinçlendi, dünya değişti, teknoloji gelişti... Adresler de değişti fakat birşey hep aynı kaldı: 'ERKEK' sıfatı altına saklanan mahluklar ve vahşetleri... Sahneye yeni oyuncular eklendi sonra, zalimler kurban çeşitliliğine gitti böylece; çocuklar geldi sırayla erkekli kızlı, ardından hayvanlar takip etti onları... Kendileri de cennet kokan bir anneden gelmemişler gibi kör ederek vicdanlarını, gözlerini dahi kırpmadan yok ettiler geleceğin şefkat kokan annelerini... "Yitik Masumiyet" bugüne kadar okumakta en çok zorlandığım kitap oldu. Anlatımın bu kadar duru olup, üslubun ise bu denli sade olduğu bir kitabı okuyamadım adeta. Bir sayfayı üç- dört kez okumaya çalıştığımı biliyorum. Girmedi cümleler gözlerimden, beynimden ve kalbimden içeri. Hiç başlamamayı veya yarıda bırakmayı düşünmedim değil. Fakat benim okumakta zorlandığım, insanlık adına utanç veren hikayeyi başta yazar Somaly Mam ve onun gibi bu kadere mahkum edilen nice küçük kız çocukları yaşamıştı. Bu davranışım onlar için oldukça büyük bir saygısızlık olurdu. Hikayemizin başrollerinde erkekler ve ellerinden oyunları, gülüşleri yaşama sevinçleri, hatta gelecekleri çalınan 'küçük kız çocukları' var. Daha da acısı bu vahşete yardım ve yataklık edip evladını kurban eden anne ve babalar... - Adres: Kamboçya - Hikaye: Hayattan koparılan çiçeklerin "Yitik Masumiyeti" -Süper Kahraman: Somaly Mam (Süper gücü, yaşadıklarından başka bir şey değil.) - SPOİLER- "Kamboçya'da bakire bir kızla seks yapmanın bir erkeği hastalıklardan koruyacağına inanılır. Bekâretleri garanti olsun diye beş- altı yaşlarında kız çocukları genelevlere satışa çıkartılır. Kamboçya' da ailelerin kızlarını borçlarına karşılık genelevlere satmaları son derece sıradan bir durumdur. Kızlar ailelerinin borcunu ödeyene kadar çalışmak zorundadır. Karşı koymaya ya da kaçmaya çalışmanın sonu en iyi ihtimalle (!) ölümdür. Zaten kaçıp sığınacak bir yerleri yoktur. Ya başka bir genelevlere satılırlar ya da genelevlerle işbirliği halindeki polis tarafından geri iade edilirler. ( Arka kapaktan alıntı) 30 yıllık Kızıl Kmerler tarafından süren saldırılar, soykırım ve açlık sonucunda ahlaki açıdan iflas eden bir ülke, Kamboçya... Kitapta yer alıp beni çılgına çeviren birkaç alıntı paylaşmak istiyorum sizlerle; "Kamboçya' da birçok erkek, bakirelerin insanı güçlü tuttuğuna ve taze kuvvetle doldurduğuna inanır - bugün bile, bir bakireye tecavüz etmenin AIDS'e dahi çare olduğu yaygın bir inanıştır. " (sf:26) "Gerçek, hakiki bakire sattıkları belli olsun diye, genelevler artık çocuk satıyorlar. Çoğu zaman altı- yedi yaşında küçük kızlar oluyor. Bir haftada dolduktan sonra, kızı -anestezi kullanmadan- içten dikip, çabucak tekrar satıyorlar. (sf:53) Yaşanan bu acılara ilk olarak kendisi yaşayıp ve bizzat şahit olan Somaly Mam diyor ki: "Bana verilen ceza ağırdı, ama hayat kadınlarına şimdilerde verilen cezalar, benim katlandıklarımdan kat kat kötü. Peuve Teyze'yle olduğum süre boyunca, elektrik verdikleri sefer hariç, verilen cezalar genellikle dayak ve kendi korkularımızdan -mesela yılanlardan- ibaretti. Artık genelevlerde kafasına çivi çakılmış kızlar görüyorum... Kızlar zincirlenip elektrik kabloları ile dövülüyorlar. Deliriyorlar." (sf:53) Bu ve bunlar gibi, nice kan donduran cümleler yer alıyor kitapta. En acısı da bunların yaşanmış ve halen yaşanmaya devam ediyor olması. "Bu dünyayı sarmış bir endüstridir ve nedense tüm dünya buna göz yumar." (sf:135) Ama Somaly, yummadı gözlerini, çalıştı ve çabaladı onlar için. AFESİP adlı bir sığınak kurdu fahişe olmaya zorlanan o küçük kızlara... "Kendimi bu kızların acısından ayrı tutamam. Aynı yaraları taşıyoruz. Çilelerini, korkularını paylaşıyorum. Birkaç adamın suçunu bütün erkeklere yüklememek benim için zor." (sf:144) Hayatlarını mahveden "erkeklere" karşı savaştı, hem de önüne çıkan onca engele karşı hiç yılmadan usanmadan... Etrafı duvarlarla çevrili sığınaklar yaptı kızlar için onları, o yaratıklardan uzak tutmak, ayrıca kendilerini bir birey olarak geliştirmeleri için. "Emniyet bölge müdürü bizi, kadınları kaçırmak insanların çalışma özgürlüklerini engellemekle suçlayan bir bildiri hazırladı." (sf:147) (Çalışma özgürlüğü!!!) Her şeye rağmen dimdik ayakta durdu, Somaly ve ardından bu kitabı kalem aldı. Hikayesini yazma amaçları vardı elbette: "Benim hikayem önemsiz. Asıl konu benim başıma gelenler değil. Benim gibi binlerce kadının hayatına ışık tutmak için hikayemi yazıyorum. Onlar dilsizler, bu yüzden bu hikaye onların hikayelerinin temsilcisi olsun." (sf:156) "Onların adına bu kitabın, kadın ve çocukların cinsel istismarıyla mücadele etmeleri için dünya hükümetlerine bir çağrı görevi yüklenmesini istiyorum. Kurban hangi ülkede olursa olsun kurbandır." (sf:156) Yürekli kahraman, Somaly Mam' in çağrısını duyup hayattan koparılan çiçeklerin, karanlık dünyasına bir nebze şahit olmak için okumamız gereken bir hayat hikayesi... Okuyalım... Okutalım...
Yitik Masumiyet
Yitik MasumiyetSomaly Mam · Bilge Kültür Sanat · 2009164 okunma
·
59 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.