Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

192 syf.
10/10 puan verdi
·
29 saatte okudu
Elde var İnsan… Her birimiz bu dünyaya, kimliğimizin var-yok arasında gidip geldiği, varlığımızın ölüm-kalım arasında nesnesiz sessiz bir yolculuktan sonra gelmiştik. Daha bakacak Gözlerimiz yoktu, Gözlerimizin olmadığını görecek gözlerimiz de yokken bir sen gördün. Göz aydınlığı eyledin gözlerimizi. Sağırdık, Bize bir sen kulak verdin. Sesimizi duyuramayacak kadar dünyada yokken. Sen bizi dünyayı duyar eyledin. Daha dudağımız dudağımıza değmemişti, Ağzı var dili yok bile değildik. İlk sen bize tebessüm ettin. Gülücükler verdin. Ayaklarımız yoktu, sen yürüttün. Hiç yoktan ayağa kaldırdın bizi. Milyonlarca doğamayan, Doğmak için sırasını bekleyen Can’ların arasından can verdin bize. Etten kemiktenken Ruh üfledin Bedenimize, Can oldun. Hiç kimse varlığımızı bile hesaba katmazken, Etten bir parçayı hesaba kattın. Kulum diye seslenmek için Var Ettin bizi. Bu varlık âleminde bir 'kan pıhtısı' olarak ağırlığımızın hissedildiği ilk zamanlarda, önce rahimlere 'tutunmuş'; sonra dokunmaların en şefkatlisinin ortasına, ana kucağına düşmüştük. Bu varlık âleminden uçup gideceğimiz son ânımızda da, dokunma duyumuzu en yoğun yaşadığımız elimiz çözülür, avucumuz boşta kalır, tenimiz soğur; insan sıcağını yitiririz, varoluşla temasımızı kaybederiz. İşte bu iki tutunma arasına hayat denildi. Nasıl ki. Ay güneşin ardında Eşsiz bir güzelliğe sahip olarak tutulur. İşte insanda bu kısa hayatın içinde tutunduğu, düşmediği her an bu kadar eşsiz bir güzelliğe sahip olacaktır. Hiç haberimiz olmadan öyle nimetlere sahip olduk ki doğar doğmaz, insanın kendisini, kendisinden daha çok tanıyan Rabbi, kusursuz bir biçimde yarattı insanı. Elleri yarattı. Tutabilsin diye parmakları, tutmayı kolaylaştırsın diye de parmak boğumlarını var etti. Bir düşünelim şimdi. Her gün, her saniye tutmak/tutunmak için kullandığımız parmak boğumlarımız olmasaydı hayat nasıl olurdu ? Peki ya gözlerimiz. Gözün içinde yer alan şeffaf parça milyonlarca cismi, renkleri ayırt etmemize yarıyor. İnsan bu merceği koruyamayacağını bilen yaratıcı tozlardan korumak için de kirpikleri var ediyor. Kirpiksiz bir göz ne kadar sağlıklı görebilirdi ? İnsanın hüznünü, sevincini, neşesini,hayal kırıklığını, umudunu, yaşama azmini toplandığı yerdir yüz. İnsan bunca duyguyu toplayacak bir tek yüz’lerini gördüğü için, umudun, özgürlüğün, Huzurun olduğunu düşündüğü yere GökYÜZÜ, Acının Sevincin, hayal kırıklığın, azmin yaşandığı yere de YerYÜZÜ demiştir. Yüze yerleştiren 44 kas ise her duyguyu ayrı ayrı ifade ediyor. Ne gariptir ki, Allah kullarının hüzünlenmemesini istemiş gibi. Hüznün, yüzü nasıl yorduğunu çalıştırdığı kas sayısından da belli etmiştir. Tebessüm etmek, somurtmaktan daha kolaydır ve daha az enerji gerektirir. Bir tebessüm için 17 yüz kasının gerilmesi gerekirken, somurtmuş bir yüzde 43 kas gergin durmak zorundadır. Allah kuranda bu özelliğimizi bir bilinmezliğin içinden çıkartmak için Tin suresinde bu konuyu en güzel biçimde açıklar “Muhakkak biz insanı ahsen-i takvîmde yarattık.” Aslen doktor olan Senai Demircinin, Tıpçı gözüyle insan bedenine bakışını anlatan harika bir kitap. El, Göz,Kulak,dil,akıl,kalp,Ruh,omurga ları en ince ayrıntısına kadar dile getiren farklı bir bakış açısı sunmakta bize. Hayvanlara verilen uzuvların insanlara verilenlerinden neden farklılık gösterdiğini, İnsana verilen ağrıların bile bir nimet olduğunu, Ömür denilen zamanın ne kadar kısa olduğunu ve bu kısalık içinde yaşanılan bir hayatın nasıl olması gerektiğini bulacağınız Senai Demirci farkıyla yazılmış en güzel eserlerden birtanesi. Eğer Şükretmemiz için yeterli sebebimiz yok diyorsak. Allahın kullarına verdiği nimetleri birde Senai Demirci farkıyla gözden geçirelim. Bakalım ozaman Ömrümüz, verilen nimetlerin şükrünü eda edebilmek için yetecekmi. Keyifli okumalar…
Elde Var İnsan
Elde Var İnsanSenai Demirci · Timaş Yayınları · 2010160 okunma
··
167 görüntüleme
℘ınar Önalan... okurunun profil resmi
Güzel bir inceleme olmuş, tebrik ederim.
Osman okurunun profil resmi
Teşekkür ederim. Vakit ayırıp okuduğunuz için.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.