Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

302 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Spoiler içerir..
Hikayelerimi içimdeki çocuk ve hepimiz için anlatıyorum ve benim kitaρlarım 8 ve 80 yaş aɾasındaki tüm çocuklar içindir." Michael Ende Kitabın içeriğine geçmeden önce kitabın en sonunda yer alan yazarın okur için bıraktığı son söz de bu romanın hikayesini uzun bir yolculuğa çıktığı esnada birinden duyduğunu, duyduklarını hiç değiştirmeden bize aktardığından bahsedeɾ. Kitap zaman kavramını fantastik bir hikayeyle harmanlayarak verdiği için kitabın sonundan böyle bir son söz açıkçası beklediğim bir not değildi, şaşırdım :)) Kitabı elime aldığımda çocuk romanı kategorisinde olduğunu fark edince ayrı bir heyecanla başladım. Çocukların iç dünyalarına yönelik olan kitapları okumak ayrı bir keyif kaynağıdır benim için. Ende'nin de dediği gibi bu kitap 8 ve 80 yaş arasındaki tüm çocuklar için harika bir kitap. Kitap, insanların zamanını çalan, zaman hırsızlarını yok etme ve çalınmış zamanı insanlara geri getiren tuhaf çocuk Momo'nun başından geçenleri anlatıyor. Herşey Momo adlı ufak tefek, cılız yapılı üstünde rengarenk yamalı ve topuklarına kadar uzanan bir etek geçirmiş, sırtında bol ve eski bir erkek ceketinin uzun kol uçlarını tersine kıvırmış, simsiyah kıvırcık saçlı garip ve kimsesiz kız çocuğunun kente gelmesiyle başlıyor. İnsanların çaldıkları zamanlarından yaşam bulan, duman adamlar şehri gri bir sis gibi kaplamaya başlarlar. Yavaş ve sinsice insanlar üzerinde hakimiyet kurmaya ve insanları zamanlarını boşa harcadıklarını, harcadıkları bu zamanla çok daha fazla kazanacakları vadedip zaman tasarrufu konusunda kendileriyle anlaşma yapmaya ikna ederler. Birçok kişi bu vaadi mantıklı bulur ve kabul eder kısa süre içinde tüm kent bu anlaşmanın esiri olur. Fakat ortada bir gariplik vardır insanlar daha çok çalıştıkları ve zamandan tasarruf edecekleri halde, ellerinde hiç zaman kalmadığını fark ederler ve buna hiç anlam veremezler. İnsanlar zamandan tasarruf yaptıkça, gittikçe daha sinirli ve huzursuz oluyorlar ve tasarruf ettikleri zaman kaybolup gidiyordu ve ele geçmiyordu. Günler önceleri farkında olmadan, sonra hissedilir şekilde kısalmaya başlar. Göz açıp kapayınca kadar bir hafta, bir ay, bir yıl, bir yıl daha ve bir yıl daha.... İnsanların üzerine bir tür delilik çökmüş gibi günlerin kısalığını fark ettikçe tasarruf için daha çok dişlerini sıkarlar. Zaman tasarrufu yapanlar daha iyi giyiniyorlar, daha çok kazanıp daha çok harcıyorlardı ama yüzleri asık, yorgun, keyifsizdiler ve gözleri dostça bakmaz olmuştu. Artık işini severek ve isteyerek yapmanın bir önemi yoktu, önemli olan şey ne kadar kısa sürede ne kadar çok işin yapıldığıydı. Zaman tasarrufçulari size de tanıdık geldi mi ? :))) Sanırım burda bankadaki vezneciden, okulda ki öğretmenden, marketteki kasiyerden, hastanedeki doktordan, siz diyin o ben diyim bu, kim geliyorsa aklınıza, benden, senden evet evet senden bahsediyor. Hayatımızı dar bir çemberin içine sıkıştıran zaman hırsızlarına nasıl taviz verdiğimizden bahsediyor. Zaman hırsızı kim diye soracak olursan içinde yaşadığımız bu sosyal düzen. Zamandan(yaşamdan ) tasarruf ettikçe daha zavallı, daha tekdüze ve daha soğuk geçtiğini kavradığımızda umarım yaşamın son kıyısına varmış olmayız. "Zaman yaşamın kendisiydi. Ve yaşamın yeri yürekti." Yüreğinizden geldiği gibi bir yaşam sürmenizi temmeni ediyorum. İyi okumalar..
Momo
MomoMichael Ende · Kabalcı Yayınevi · 201366,3bin okunma
·
4 görüntüleme
RA okurunun profil resmi
Dünyadaki gelişim dediğimiz şey insanları sonuçta bu noktaya getirdi, milyonları olan insan daha iştahla saldırıyor dünya pastasına oysa ki ömrü onları tüketmeye yetmeyecek.. Mandıra Filozof'unda da konu bu aslında
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.