Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

260 syf.
7/10 puan verdi
Ece Ayhan'ın düz yazıları da şiiri öksüz bırakmaz. Ece Ayhan, ayaklanmalarıyla, kültürler arası yolculuklarıyla ve halkın ağzını beceriyle kullanmasıyla, gönüllere kapak atmış bir şair, bir yazar. Çok sayıda şairi ve yazarı da etkilemiş bir kültür insanı. ~Ülkemizin yaşadığı toplumsal, tarihsel, kültürel ve ekonomik süreçlerdeki çarpıklıklara tanıklık edebilecek, “özelliği aşarak birer belge gibi okunmaya olanak verebilecek belirli noktalarını zaman zaman anlatmaktan hoşlanan, hatta bunu ortaya koymayı bir tür sanatçı/ aydın sorumluluğu olarak gören bir şairdir; ama bunun dışında kalan yaşantısal öğelerin üzerinde neredeyse hiç durmadığı, sorulduğunda da bunları basit bir iki cümleyle geçiştirmeyi tercih ettiği gözlenebilir. ~1974’ten sonraki hayatının akışında hastalıkların merkezi bir konuma yerleştiğini söyleyebiliriz. Bu tarihte beyninde ortaya çıkan tümör, şairin yaşam kalitesini düşürmekle kalmamış; kişiliği, tavırları ve düşünsel yapısındaki ayrıksılıklar için zaman zaman tartışma konusu yapılabilecek, hatta kimi aykırı fikir ve sözlerine sebep olarak gösterilebilecek denli öne çıkmış; kişisel ilişkileri açısından ise çevresi ve tanıdıklarıyla ya “yol ayrımı” ya da “yeniden buluşma” için ölçüt sayılabilecek işaretlerle dolu bir sürecin başlatıcısı olmuştur. Sağ kulağında ileri derecede işitme kaybına, sağ gözünde de hasara neden olan bu tümörün ameliyatı için edebiyat ve kültür çevrelerinin girişimleri ve dönemin başbakanı Bülent Ecevit’in örtülü ödenekten yaptığı parasal yardımla İsviçre’ye gönderilen Ece Ayhan, orada ünlü beyin cerrahı Prof. Dr. Gazi Yaşargil tarafından ameliyat edilir. Hastaneye yatışını 7 Ekim 1974 tarihli günlük sayfasında “Kantonsspital’e, üniversite hastanesine yatış. Oda EW 40.”41 diye not alan Ece Ayhan’la Prof. Dr. Gazi Yaşargil arasında 6 Ekim 1974 günü şöyle bir konuşma geçer: ~~~~~~~^^^^~~~~~~~ “Ve bürosundaki masanın üzerinden eline bir kurukafa aldı.‘Tümör burada!’ dedi bana göstererek, ‘Sağ kulağının arkasında bir yerde. (‘Akustik nörinom’ denen bir bölge). Duymayan sağ kulağının duymasını işte kaldırmış,köreltmiş. ‘Merak etme! Selim bir ur, iyi huylu. Kulağın arkasında ufacık bir delik açacağım. O dar yerden içeri girebilmek için de orada bulunan bir siniri koparacağım. Sonra da o tümörü bir fare gibi kemireceğim. Ve o küçük şeyi temizledikten sonra o koparmış olduğum siniri yeniden birbirinebağlayacağım. Tutabilir de, tutmayabilir de, onu bilemeyiz. Tutmamışsa işte bu yüzdendir ki sağ gözkapağın kapanmayacaktır, kapanmayabilir.’ Ameliyat sonrası bu tümör ölümcül olmaktan çıkarılmakla birlikte, öbür organlarına verdiği hasarın sıkıntılarını şair ömür boyu çekmek zorunda kalmıştı. Bu çektiği sıkıntılarında şiirlerine yansıdığı ve okurların (bende dahil) okuduklarını anlamada güçlük çektiği çok aşikardır. Bu okuduğuna anlam verememe de Rahmetli'nin çektiği sıkıntılara bağlıyorum. Her okuduğumda beni etkileyen, "Bakışsız Bir Kedi Kara". Gelir bir dalgın cambaz. Geç saatlerin denizinden. Üfler lâmbayı. Uzanır ağladığım yanıma. Danyal yalvaç için. Aşağıda bir kör kadın. Hısım. Sayıklar bir dilde bilmediğim. Göğ­sünde ağır bir kelebek. İçinde kırık çekmeceler. İçer içki. Üzünç Teyze tavanarasında. İşler gergef. İnsancıl okullar­dan kovgun. Geçer sokaktan bakışsız bir Kedi Kara. Çuvalında yeni ölmüş bir çocuk. Kanatlan sığmamış. Bağırır Eskici Dede. Bir korsan gemisi! girmiş körfeze.
Bütün Yort Savul'lar!
Bütün Yort Savul'lar!Ece Ayhan · Yapı Kredi Yayınları · 2019678 okunma
··
59 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.