Gönderi

292 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
27 günde okudu
İvan Denisoviç’in Bir Günü, 1950’lerde Sovyet çalışma kamplarından birinde geçiyor. Baş kahraman kitaba da ismini veren Ivan Denisoviç Şuhov. Şuhov 1942’de , 2. Dünya Savaşı’nda Almanlar tarafından esir alınan ancak bir arkadaşıyla beraber düşmanın elinden kaçmayı başarmış biri. Alman ajanı olduğu ileri sürülerek Sovyetler tarafından tutuklanarak çalışma kampına gönderiliyor. Ve kitabın geçtiği güne kadar dokuz yıldır da içeride. Hatta kitabın sonunda o zaman diliminin ne kadar korkunç olduğunu “3653. günüydü” diyerek yüzümüze çarpıyor Soljenitsin. Ama benim için sürenin ne kadar uzun olduğunu asıl yüzüme çarpan, Şuhov’un artık karısının yüzünü unuttuğunu söylemesi oldu. Kitap, kamptaki acımasız ve insanlık dışı koşulları ele alıyor. Bu acımasızlığı anlattığı yerler inanılmaz başarılı. Örneğin mahkümların çanaklardan yemek yalaması, hatta bulaşık yalama yüzünden kavganın eksik olmaması, bu örneklerden biri. Bununla birlikte kitap, hayal bile edemeyeceğimiz çok soğuk bir dönemde geçiyor. Bence yazarın en önemli başarısı da bu soğuk havayı gözümüzün önüne getirebilmesi, hatta okurken üşümemizi sağlayabilmesi. “Alevlere bakarak ısınıyorlardı” diyor Soljenitsin, “barakalarda duvarla tavanın birleştiği köşeler örümcek ağı gibi bembeyaz kırağıyla kaplanmıştı” diye anlatıyor. Yazar kitapta karakter çözümlemesini de hakkıyla yapmış. Şuhov hakkını arayamayacak kadar çekingen, zırıltı çıkarmaktan korkan, fazla cin fikirli olmayan bir adam olarak resmedilmiş. Aynı zamanda umudunu hiç kaybetmeyen inatçı bir kişiliğe de sahip. Aslında kitap da tam bunun üzerinde duruyor: “Hayatımızda bizler ne kadar inatçıyız?”, “ Nelere üzülüyoruz?”, “Neler karşısında kendimizi güçsüz hissediyoruz?”. Kitabı en özel kılan tarafı da tam olarak bu soruları okuyucuya sordurtması. Bir günümüzün aslında nasil geçtiğini oturup düşünmemizi istiyor. Ve bunu da dört duvar içindeki bir mahkumu kullanarak gerçekleştiriyor. Burada amaçlanan bizim de içimizdeki dört duvarla, tanışmamızi sağlamak. Buna rağmen kitap trajedik bir kitap değil, aksine umut aşılayan bir özelliğe sahip. Bir sonraki öğüne ekmek artırabilen Şuhov gibi, mutlu olabileceğimiz varlıklara da sahip olabileceğimizi görmemizi istiyor. Sonuç olarak Rusya özelinde görünse de bu kitap tüm insanlığı kapsayacak bir boyutta. Sadece bir günü anlatması nedeniyle sıkıcı olabileceği gibi bir önyargı yaratsa da, mutluluğun uzak olmadığını söyleyen, akıp giden bir dile sahip, mukemmel bir eser.
İvan Denisoviç'in Bir Günü
İvan Denisoviç'in Bir GünüAleksandr Soljenitsin · Cem Yayınları · 19911,126 okunma
·
43 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.