Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

143 syf.
9/10 puan verdi
·
13 saatte okudu
Tutkuya Düşen Gölge: Fatalizm
Elimde 25 sene öncesine ait bir baskısı bulunan yarı senaryo yarı roman biçiminde yazılmış eser, öncelikle çeviri konusunda bir ikileme düşmemize sebep oluyor. Zaman çekimlerinin, sahnenin tasvir edildiği bölümler ile onu takip eden diyalog tekniğinin yoğunluk gösterdiği bölümler arasında farklılık göstermesi okumanın akışını baltalıyor. Orijinal metni bilmediğim için bu hatanın (?) -iyisi mi, hata yerine durum diyelim- Sartre tarafından bilinçli bir şekilde uygulanmış olması da çevirmenin azizliğine uğramış olması da olağan gözüküyor. Ancak çeviri konusunda kesin bir tavırla söylenecek bir şey var: Yerelleştirme. Çeviribilim için mazide kaldığını düşündüğüm yerelleştirme, bazen gülünç noktalara ulaşabiliyor. Eski çevirilerde sıkça rastlanan "Allahaısmarladık!" ifadesi gibi... Metnin içeriğine dönecek olursak, özellikle heyecanlı sahneleri bir tiyatro oyunu içinde yahut beyaz perdede hayal ederek okudum. Ancak, beyaz perde bu eserin aktarılması için daha uygun diye düşünüyorum çünkü mekan çeşitliliği, ölü-diri farkı, fantastik ögeler beyaz perdeye daha iyi yansıtılır gibi geliyor. Tabii, belki de sayfalarda kalması herkes için daha hayırlı olandır... (Çoğu zaman olduğu gibi.) -spoiler- Akımlara ve onların temsil ettiklerine yeterince hakim değilim fakat bu eserde "fatalizm"in kendini hissettirdiğini düşünüyorum. Tabii ki fatalizm kendini Sartre, yani anlatıcının kendisinde göstermiyor. Ölülerin dünyasının kayıtlarını tutan, kanun koyma yetkisine sahip bu üst kuruluş kaderciliği öbür dünyaya gelmiş sakinlerine aşılıyor. Eve ve Pierre, diğer ölüler gibi seçimlerinin sonuçlarını, çaresizliği kabul edecek kişiliğe sahip değiller. Hatırlarsanız, birbirlerini bulmaları, aşklarının filizlenmesi kendi iradeleri dışında gerçekleşiyor. Bilinmeyen bir güç onları aynı yere itiyor. Sonucunda çiftimiz, bir saniyelik dansa ruhlarını verdirecek aşklarının ateşiyle dünyaya geri dönüyorlar. Ne o büyülü aşkı bulabiliyorlar ne de ölü hallerinde kalsalar, onlar müdahale edemeden olacakları değiştirebiliyorlar. Böylece, seçimlerinin sonucu olan bu iki farklı dünyadan insan, geçmiş seçimleriyle şekillendirdikleri gidişatı değiştiremeyeceklerini anlamış oluyorlar. Bu yönden fatalizmle bir noktada ayrılan anlatı, dediğim gibi yalnızca ölü zihinleri ve çaresizleri dinginleştirmeye yarayan kaderciliği belki de içten içe taşlıyor. -spoiler- Dans eden tutkulu bir çifti izlerken hüzünlenmenin kabullenişle bağını düşünerek kitabın kapağını kapatıyorum. İş işten geçmiş.
İş İşten Geçti
İş İşten GeçtiJean-Paul Sartre · Varlık Yayınları · 2010755 okunma
·
74 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.