Gönderi

88 syf.
8/10 puan verdi
·
5 günde okudu
–Olağanüstü Bir Gece–
"Yalnızlık"ın insan ruhunda açtığı o derinliğine erişilmesi mümkün olmayan kocaman boşluktan ve "tükenmişlik sendromu"nun bir insanın elinden ve ruhundan her şeyi alıp zalimce götürmesini okudum bu kitapta... Zweig'ın kaleme almadığı bir öykünün bu denli ondan çıkmışçasına heyecan verici olması da farklı bir lezzet sundu. Son sayfalarını acemilik dolu bir heyecanla çevirdim. Tükendiğini, hayatta yapacak bir şeyi daha kalmadığını, kendini kalabalıklar arasında hiç gibi hisseden birini daha güzel anlatamazdı. Bu öyküyü yaşayan hakikaten anlatmak konusunda da oldukça meziyetli. İnsanların arasındayken içinden kendiyle kavga edip duran ama bunu kimseye yansıtmayıp yapay gülüşler ve içtenlikler gösteren Michael Bon R., bu konuda şunu söylüyor: "Toplum içinde tutkumu sergilerken sıkça yapay bir heyecan sergileyip, etkileyici şeyleri abartarak, içten ne kadar duygusuz ve ölü olduğumu gizlemeye çalışıyordum." Kitaba başlamadan önce adının Olağanüstü Bir Gece olmasında pek de bir mânâ aramamıştım; ama kitabın ismi nokta atışı olmuş. Zira olağanüstü bir gecede subayın hayatı, hayata bakışı, beton penceresine gelip konan yeni filizlenmiş çiçekler, hepsi hepsi gözümde canlandı... Okunması gerektiğini düşündüğüm bir kitap oldu kendisi. İnsana kendini sorgulama imkânı sunması da müthiş bir psikolojik terapi. Alıntılar bırakayım: ** "Ancak başkalarının gençlik olarak adlandırdıkları şey içimde çoktan yok olmuştu." syf 18 ** "Benim içimde de -evrenin içinde soluk alanlardan biri olarak benim içimde bile- dünyevi olan her şeyde bulunan, bazen arzunun sarsıntılarıyla parlayan o gizemli volkanik çekirdek hâlâ canlıydı demek; demek ben de yaşıyordum, canlıydım, kötücül ve ateşli hazları olan bir insandım." syf 47 ** "Etrafımda gülerek, sohbet ederek çalkalanan binlerce insanın arasında ben içimdeki yitik o insanı arıyor, hatırlamanın büyülü sürecinde geçmiş yılları gözden geçiriyordum." syf 48 ** İnsanlardan ne istediğimi ben bile bilmiyordum, sadece daha fazla yalnız kalmaya ve kendi ateşimde kavrulmaya tahammül edemiyordum artık. Sayfa 57 ** “Denizde susuzluktan ölen biri gibiydim.” Sayfa 56 ** "Fakat acı, haz, korku, dehşet veya pişmanlık hiç fark etmez, hiçbirini tek ve diğerlerinden ayrı hissetmedim, hepsi iç içe erimişti; tek duyumsadığım yaşadığımdı, nefes aldığım ve hissedebildiğimdi." Sayfa 51 ** "Fakat bütün bakışlar beni teğet geçiyordu, kimse varlığımı hissetmek istemiyordu." Sayfa 57 ** İnsanlardan ne istediğimi ben bile bilmiyordum, sadece daha fazla yalnız kalmaya ve kendi ateşimde kavrulmaya tahammül edemiyordum artık. Sayfa 57 ** “Denizde susuzluktan ölen biri gibiydim.” Sayfa 56 ** “Bir kez kendini bulmuş birinin yeryüzünde yitirecek bir şeyi yoktur. Ve kendi içindeki insanı anlayan biri, bütün insanları anlar.” syf 88 Keyifle okuyun...
Olağanüstü Bir Gece
Olağanüstü Bir GeceStefan Zweig · Bilgi Yayınevi · 2018144,9bin okunma
·
4 görüntüleme
Bu yorum görüntülenemiyor
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.