Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Acaba korkutabilir miyiz? Acaba sindirebilir miyiz? Korkarlar mı? Sinerler mi? Düşündükleri hep bunlar. Çünkü gidiyorlar, göç başladı; ve artık hesap verecekleri günleri düşünüyorlar. Er geç hesap verecekler; yarın, öbür gün.,. Ama mutlaka hesap verecekler. Bundan korkuyorlar; hesap vermekten korkuyorlar... Korku onun korkusu, telaş onun telaşıdır. Bu gidişi nasıl durduracaklar? Önce, bu tür olaylarla seçim sandıklarını kana bulayacaklar, böylece ülkede bir kargaşa ortamı yaratılacak. Sonra da devleti, "ipleri okyanus ötesinde bir kuklaya" teslim edecekler. Peki sonra ne olacak? Sonra bir ülkenin televizyon ekranlarında: - CIA, Türkiye'de şu şu olayları yaratmıştır, diye programlar mı düzenlenecek? Gerçek şu. iran'da Musaddık'ı yıkan, Şili'de Devlet Başkanı Allende'yi katleden "dünya jandarması" CIA, Türkiye'de cümle ajanlarıyla eyleme geçmiştir. Bu eylemleri yaşıyoruz şimdi. Niksar'da, Şiran'da, ellerine tabanca verilen serseri sürüsü, bu ihanet eyleminin suç araçlarıdır. Bunların arkalarında, her ulusçu ve ilerici eyleme karşı çıkan CIA var, CIA bürokratları var, kontrgerilla var. iki yıldır vurulup vurulup öldürülen yurttaşlarımız bir profesyonel katil çetesinin kurbanlarıdır. Ülkemizi adım adım bu koşullara sürüklediler. Seçim doğal koşullarıyla yapılırsa, silinip gideceklerini anladılar. Hesap vereceklerini de anladılar. Bir ülkede her eylemi CIA örgütlemez, CIA planlamaz. Fakat oluşan olaylara CIA yön verir, biçim verir. Bir yerde sıkılan kurşun, bir başka yerde patlayan bomba, öyle koşullar olur ki, CIA planlarına uygun düşer. Doğrudur; herkesi CIA yönetmez. Fakat birçok kişi bilerek ya da bilmeyerek CIA planlarına araç olur, CHP Genel Başkanı Bülent Ecevit'e yapılan saldırılar, "mahalli serserilerce" düzenlenmiş basit "zabıta vakaları" değildir. Bunu önce, "siyasi stajını" 12 Mart hükümetlerinde tamamlayan içişleri Bakanı öğrenmelidir. Sonra da şu öteki cephe bürokratları...
12 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.