Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

215 syf.
8/10 puan verdi
Anısı güzel insana, Reşit' e... Bu kitabın incelemesini sana mektup yazarcasına yapmak istedim ama normal mektuptan farklı olarak zarfa konup pullanmayacak ve görülmüştür mührü basılmayacak... Bunca yıldır cezaevlerindeki işkencelerle ilgili kitap okumadım, film izlemedim, haber detaylarına bakmadım... Hep kaçtım insan onuruna yakışmayan, kainat yıkılıyormuş da insanlık altında kalıyormuşcasına ağır gelen bu suçu-"işkenceyi" tanımaktan... Ama konusunu bilseydim muhtemelen okumayacağım "Sen" romanı da cezaevlerindeki zulmü anlatıyor. Malesef seni de anlatıyor, seni hatırlatıyor. Ve senin gibi binlercesinin yüzkarası alınyazısını tarihe not düşüyor. Mehmed Uzun' un değeri artıyor gözümde, bu karanlığa ışık tutma cesaretine sahip olduğu için. Viran Diyarbakır' ın "en büyük derdi özgürlük ve kendisi olarak yaşamaktır" diyor yazar. 1980 darbesinden sonra Diyarbakır Askeri Cezaevi' nde yaşanananlar da anlatılıyor. "Kendi olmak neden suç?" diye sormadan edemiyor insan. Veya özgürlüğü elinden alınmış olmak yeterli değil mi ki bir de zulüm üstüne zulüm ekleniyor? "Sen" diye hitap edilen kişinin adı geçmiyor kitapta. Bu yüzden bu kitabın kahramanı sensin ve senin gibi birçok mahkumdur. Yıl 2019 olmuş ama seni de hücreye atmışlar dört duvarın kasveti yetmezmiş gibi daha da daraltmışlar o duvarları. Sen de kitaptaki kişi gibi suçunu bilmiyorsun. Hukuken yasal olan ama muhalif olunduğu için suç sayılan çifte standartlı..... Velhasıl "Hayvan Çiftliği" ni aratmayan güzel ülkemizde mahkumsun. Boyun eğmeyen kişiliğinden bir şey eksiltmemişsin. Tutuklanmadan önce bu kitabı okumuş olsaydın belki işine yarardı, belki de okuduğun halde yarayamamıştır bilemiyorum. Kemikleri korumak çok önemliymiş. Kemik ve eklemleri çok seviyor kitaptaki işkenceciler. Olacak iş mi senin yaptığın da burnundaki kemik yoğunluğunu bilmezmişsin gibi o uzun burnunu koruyamamışsın :) ama canını sıkma çıktığında estetik yaptırırız. Dalga geçmiyorum burnun da en az senin kadar değerli ama misilleme yapmak için bu fırsatı kaçıramazdım... :) Romanı okudukça kahramanın yerine seni koydum ister istemez; neler yaptığını, ne yediğini, ne düşündüğünü, volta atarken tesbih sallayıp sallamadığını bile merak ettim... Seninle ilgili yazacaksam Kürtçe olmasını isterdin biliyorum. "Tek Türkçe mektup yazdığım sensin Kürtçe öğrensen iyi olur" demiştin bana. Ama bunu rüyaları ve duaları bile Türkçe olan birine söylemiştin... Gelinen bu durumun nedeni açık degil mi? Bu kitabın ve yazıya dökülmeyen birçok yaşanmışlığın gösterdiği nedenler. Yazdıkça yazabilirim ama bitirsem iyi olacak. Sana ve tüm siyasi rehinelere özgür ve aydınlık bir gelecek diliyorum. Her şey iyi olsun...
Sen
SenMehmed Uzun · İthaki Yayınları · 20114,093 okunma
··
89 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.