Kitap arkasında yazandan daha farklı bir konuyu ele alıyor. İlk sayfalarında ana karakterimizin askerliğinden ve geçmişinden bahsediyor; Siyah beyaz ayrımı, kölelik, cezalandırma, efendiye itaat... kitabın 2. kısmına kadar ilerliyor ve ikinci kısmından sonra ise ana karakterin hastalığı ele alınıyor. Ana karakterimiz ilk bölümde köleliğin kalkması için bazı yasakları çiğnemeye çalışıyor.Onlara eğitim vermeye kalkışıyor ve akılda ki ''kölenin eğitim alması efendi tarafından şiddetli cezalandırmadır'' kuralını yıkmaya çalışıyor.Bir sınıf açıyor onlar için, eğitim veriyor, zekalarını düşüncelerini biçimlendirmeye kölelerinde insan olduğu kanıtlamaya çabalıyor.Bu süreçte eşine de (eşi de bir kölelik karşıtı) mektuplar yazıp gelişmelerden ve dört çocuğunu çok özlediğinden bahsedip duruyor.Ve amacı doğrultusunda her şeyi göze alıyor. Sınıfına eğitim verirken sınıfının çalıştığı tarladan (tahminimce) mikrop kapıyor.İlk başta bir kaç gün hastalıktan ateşler için de yatarken sınıfındaki tüm kölelerin efendisi aynı zamanda dostum dediği adam onun için doktor aramaya yiyecekler almaya kasabaya gidiyor ve iyileşmesi için her şeyi yapmaya hazır bekliyor.Bir kaç gün sonra hastalığı azalıp ayağa kalkma gücünü buluyor.Bundan sonrası ise hep başa saran ateşlenmesine yol açan hastalığı, 2. bölümü anlatıyor. Not: Şundan bahsetmek isterim ki kitabın şiirsel bir anlatımı ancak aşırı yavaş ilerleyen bir akışı ve bazı yerlerde ana karakterin davranışına sessizliğine karşı sinirlendiren bölümleri de var.Açıkçası okunmaya değer bir kitap.Yalnız öyle çerezlik bir kitap değil.Derin konulara ve şu an da medeni gibi görünen avrupanın karanlık geçmişini, ayrımcılığını ve kölelik soykırımını ele alıyor. Not :Kitap gerçekten çok karışık ve bazı yerlerde kafada soru işareti bırakıyor.

Kırık Kalpler SokağıGeraldine Brooks · Kalipso Yayınları · 201158 okunma

41 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Ayça Kaya