Haftasonu büyük umutlarla başladı. Stephen King kesinlikle okumak istediğim ama bulabildiğim kitapları beni açmayan bir yazar oldu. Buick 8 ile başladığım kitaplarında Hayaletin Garip Huyları ile biraz mide bulantısı; Oyun ile de Psikolojik baskı hissederek kitaplarından uzun zaman uzak kaldım. The İt ve Hayvan Mezarlığı filmleriyle gene ona dönme planları yaptım ve Cep kitabını bulabildim. Koca bir günümü buna ayırma düşüncesiyle başladım ve sonuç nasıl oldu dersiniz? Buradan sonra kitabın akışını emin olun etkilemeyecek ama Spoiler içeriği bulunduğunu belirtmem gerekiyor. Clayton Riddel ve Thomas McCourt baştaki iki karakter. Polisle karşılaşana kadar yaşanan olaylar ve dikkat çeken, yazar tarafından önemsiz gösterilen birkaç ayrıntıyla birlikte sıkı ve tempolu bir giriş gördük. Özellikle telefon konusu bir de düşünüyorum kitabın yazıldığı dönemdeki telefonları da göz önüne alınca, insanlar bayağı korkmuştur. Tabi ben öyle yok zombidir, yok hortlaktır, bu tarz şeylere gülüp geçtiğim için bana inandırıcı gelmiyor ama kitabı dalgaya alarak değil ciddiye alarak okudum. Koca bir günümü ayırdım sonuçta öyle değil mi? Kaldıkları otele sığınmaları, Clay ile Tom sonrası bir de kurtardıkları Alice Maxwell. Bunlar ana karakter Clay ile onun çevresi olduğundan, karakter isimlerini unutmamak adına eklemeyi gene uygun buldum. İlk bölüm yani ‘Frekans’ bence oldukça tatmin ediciydi. Gelişme bölümlerinde olay nerelere varacak, ne kadar tatmin edecek onu da göreceğiz. Çünkü aynı anda ailesine ulaşmaya çalışan bir ana karakter de var. İşi çok zor. Sonraki bölüm Malden ise oldukça gerçekçi anlatımların bulunduğu bir bölümdü. Bir süper kahramanlık edasıyla değil de çaresiz insanların bu durumlarda neler yapabileceğine dair alınan kararları gösteriyordu. Ayrıca ABD Massachusetts eyaletindeki Middlesex ilçesinde gerçekten var olan bir şehir olduğunu belirtelim buranın. Gerçekten beğendiğim bir bölümdü. Bölüm sonunda bizimkilerin silaha sarılması gelecek bölümde çatışma mı çıkacak, sıcak temas mı yaşanacak, heyecan ne denli olacak gibi birçok soruyu aklıma getirdiği için nasıl bir hevesle başlayıp sonrasında alışverişe çıkmak zorunda kalıp kitaba ara verdiğimi anımsadım şimdi. Gaiten Akademisi bölümünde ekibe bir çocuk da katılıyor ama o akademide yaşanan olaylar beni çok etkiledi. Çakma Zombi görünümlü bu insanlıktan çıkan varlıkların hikayenin sonuna doğru bizimkilerle ilişki kurduğunu görmek beni oldukça şaşırttı diyebilirim. Solmuş Güller, Bu Bahçe Sona Erdi. Bizim bir sonraki bölümümüzün en az içeriği kadar adı da garip olan başlığı. Tabi bu bölümde pek fazla bir olay yaşanmıyor, yaşananı anlatırsak da bütün kitap çözülür. Öyle acayip bir bölüm ama bir sonraki bölüm de Kent Pond işleniyor. Burayı özel kılansa kitabın ana karakteri Clay’ın ailesi (oğlu ve karısının) orada bulunması. Bu bölüm de diğer bölümler gibi çok ilgimi çekti demem doğru olacaktır. Yazarın finalinin ise beni tam tatmin etmediğini söyleyeceğim. Yani tamam büyük bir emek var. 30 Aralık 2004 yılında başlayıp 17 Ekim 2005 gibi aylar süren bir çalışmanın neticesi bu ürün, buna laf etmek zaten haddime değil ama böyle çabuk bittiği kanaatindeyim. Yani tam olarak o final kısmına doyamadığım bir eserdi. Onun dışında harika bir kurgu gördüm ben kitapta. Sizin de beğeneceğinizi umuyorum. İyi okumalar dilerim..

CepStephen King · Altın Kitaplar · 20171,353 okunma

·

112 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.