Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

328 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Sendrom |4/5| Polisiye yazmanın kendine has zorlukları vardır. Ortalama bir kurguya göre daha çok, kitaptaki kavramları birbirine bağlaman gerekir. Öteki kitaplarda kurgunun ilerleyişi bir tren rayı gibi olabiliyor iken polisiye kitaplarda çoğu zaman örümcek ağı gibi bir ilerleyiş söz konusu olur. Elbette ilerlenilir ama amaç her zaman ortadaki o kim olduğu ya da ne olduğu bilinmeyen gizeme ulaşmaktır. Bilimkurgu polisiye yazmak ise apayrı bir konu. İkisi birbirine oldukça yakın gözükse de bence oldukça büyük farkları var. Hangisi daha zor bilemem. İşin içine bilimkurgu girdi diye kitabın yazıldığı tarihte olmayan icatları kullanmak daha geniş çaplı bir kurgu yazmak için işe yarayabilir ama okuyucunun seveceği ve kabulleneceği bir teknolojiyi kitaba yedirmek de normal polisiyelerde yapmak zorunda olmayacağın bir şey. Sendrom kitabı bu işi iyi yapıyor bence. John Scalzi’nin Sendrom serisinin ilk kitabı olan ve İthaki yayınları tarafından basılan kitabımız bir bilimkurgu polisiye. Dünyasının temeline bir hastalığı oturtan Sendrom, bize işe yeni başlamış Chris Shane isimli FBI ajanı ile ortağı olan Vann’in çözmekle yükümlü olduğu bir davayı anlatıyor. Kitabın temelini oluşturan hastalığın ismi Haden. Haden, birçok farklı aşaması olan benzeri pek olmayan bir hastalık. İnsanı tamamen felç de bırakabiliyor, sadece zihnini yaralayıp geçebiliyor. Felç olan insanlar, bilinçlerini yitirmiyorlar, hala dünyaya bağlılar. Bu durumu da, kitabın en çok kullandığı teknoloji olan sipiolar çözüyor. Sipiolar bir çeşit robot bedeni. Vücudu Haden sendromuna yakalanan insanlar sipiolar sayesinde günlük yaşama yeniden katılabiliyor. Bizim ana karakterimizde bir Haden hastası ve bir robotun içinde iken dolaşıyor sokaklarda. Daha detaylı bir anlatım kitapta olduğu için ben kurguya geçiyorum. Çok derin ve detaylı bir polisiye anlatısı söz konusu değil. Ki yazarın bu konuda ilk denemelerinden biri olduğunu düşünüyorum. Daha önce polisiye kitap yazdı mı bilmiyorum ama yazdıysa da eğer bu ya ikincidir ya üçüncü. Normalde okuyacağınız polisiye kitaplardan daha fazla bir polisiye vaat etmiyor ama başka bir cazip tarafı var. O da bilimkurgu tarafı tabi ki de. Yazarın, kendi uydurduğu bir hastalık olan Haden sendromu sayesinde kurduğu komplolar ve planlar, kitabı okunmaya değer kılıyor. Bir de burada bahsetmediğim ama kitapta bahsedilen entegre olma muhabbeti de kitabın bir diğer sırtını yasladığı teknoloji. Bütün bu bilimkurgu yanları, kısa bir sürede okunabilen bu kitabı bitirmeniz için size güzel bir motivasyon sağlıyor. Üstelik ana karakterlerimiz olan Chris ve Vann de gayet iyiler. Aşırı orijinal ve klişeden uzak değiller ama iyi biçimde yazılmışlar. İkisi arasındaki kimyayı ilk sayfalarda yakalayabilirdim ve eğer çevrilirse, devam kitabını da almayı düşünüyorum. Bence iyi bir polisiye değil ama güzel bir bilimkurgu diyerek bu yorum yazısını netleştirebilirim. Eğer canınız bilimkurgu çektiyse ama içinde dedektiflik de olsun istiyorsanız ama Değiştirilmiş Karbon kadar da ağır ve monoton bir şey olmasın diyorsanız Sendrom değerlendirmeniz gereken bir kitap. Kimsenin hasta olmayacağı güzel günler dileğiyle. Kendinize iyi bakın.
Sendrom
SendromJohn Scalzi · İthaki Yayınları · 201976 okunma
36 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.