Belki sondur, belki başlangıç.
Belki bir halden diğerine geçiştir.
Dünyanın çatısında,
Asya'nın kalbinde,
Yeryüzünün en ücra köşesinde..
Hemoglobin oranım yükselsin, sorun değil. Kanım pıhtılaşsın, başım dönsün, midem bulansın.
Aradığım, kilometrelerce ötedeki kulağım, hissedenim, duyanım, imkansızım değil, en yakınım ordadır belki.
Yedi açık kapı vardı oysa ben bilmeden.
İnsanlar teker teker anahtarsız kalmadan.
Bilmek inanmanın önüne geçmeden.
Kavgamız başlamadan..
"Agarta 'nın kapıları sadece içeri açılır. "
Agarta, kayıp dünya.
Güneşi kendi içinde olan.
Cenneti, kendi içinde saklanan.
Tıpkı kendi içimizde keşfettiğimiz huzur ve mutluluk gibi..
Yeryüzünde yaşayan tüm insanların, düştükleri derin kaosun içinde, güzel olan her şeyi yok etmelerine inat..
Karanlık ,dünyanın üzerine çöreklenmişken karanlığa inat..
Silahlara, şiddete, öfkeye, atom bombalarına inat..
Ödemek zorunda olduğum bedelleri, göz kapaklarımda taşıyorum.
Geçmişin, tarihin, evrenin bütün seslerini kulaklarımda.
Dışımdan özüme, özümden dışıma mütemadiyen gelip giderken, çok uzaklarda olmak istiyorum..
" ÖTELERE GİDEN YOLLAR ÇOK UZAK,BEN DÜŞTÜM BİR KERE, GERİ DÖNEMEM.
SEN DÜŞME.."
GALLEMİT
Ulu Kam 'ın hikayesi.
Servet Somuncuoğlu 'nun güçlü kalemini, engin tarih bilgisiyle harmanladığı, fantastik gibi görünse de yaşanmışlıkların izlerini taşıyan farklı bir eser.
Her biri bambaşka kağıtlara yazılmış imzalı mektuplar, felsefik cümleler, kolay anlaşılır ama bir o kadar da etkileyici satırlar.
İnsanın insan kalabilme çabası...
Iki kişilik koskoca bir yalnızlık.
imgyukle.com/i/osjogN
Bu kim mi?
Muzaffar Sarısülük.
Gezi olayları sırasında vurularak öldürülen Ethem Sarısülük 'ün babası.
Ulu Kam.
Bu kitabı okuyacaksanız önce onun gözlerinin içine bakın derim..
Keyifli okumalar..:)