Uzun bir okuma serüveni bugün son buldu. İçim çok garip çünkü roman karakterleri çevremden birileri gibi olmuştu. Üzgün ve hafif mutlu hissediyor gibiyim :). Neyse kitabı iyisiyle kötüsüyle incelemek, tartışmak istiyorum sonuçta uzun süre beraberdik. Öncelikle kitabın konusu ilginç bir şekilde başlıyor. Bir kubbe kasabanın çevresini sarıyor ve insanlar mahsur kalıyor. Kimisi mutlu kimisi mutsuz birçok insanı görüyorsunuz. Duygularını hissediyor bazılarına üzülüyor bazılarına hak veriyorsunuz. Kubbe indiğinde ise bir yönetim boşluğu veya fırsatı doğuyor. İşte romandaki ince çizgide bu. Rennie abimizi görüyoruz. Kendisi dini bütün, mübarek bir insan hemde kasabadaki meclis üyelerinden biri. Kendisine çok saygı duyuluyor ve güveniliyor. Tabii Rennie abimiz kimsenin güvenini kırar mı? Tabii ki hayır. O bir halk kahramanı her şeyi kasabası için yapar kesinlikle kendi çıkarlarını düşünmez, dinden prim yapmaz, yolsuzluk ve uyuşturucu işine girmez.... Bu dediklerimi ciddiye almayın Rennie bunların hepsini yapan biri. Hatta kasabanın günah keçisi. Her pis işi yapabilir, merhametten yoksun yönetim hırsıyla acımadan her şeyi yapabilir. Barbie karakterimiz ise Irak gazisi tam adı Dale Barbara. Kendisi aşçı olarak çalışan tam kasabayı terk edeceği sırada kubbenin düşmesi üzere kasaba sınırlarında kalan biri. Kendisi iyilik meleği güzel bir karakterdir. Şaka bir yana iki karakterde yan karakterlerde içleri olması gerektiği gibi hepsi dolu dolu. Gri kişilikler aslında tam kötü veya tam iyi yok her şeyin ortası belkide bir tık üstü... Bu hafif özeti geçersem kitap okunabilir, zevk alınabilir. Tabii bazen çok uzatıldığını düşündüğüm oldu fakat bitince bir boşluk hissetmedim değil. Çünkü Stephen abimiz müthiş bir evren kurmuş. Bu evrende sadece korkuyu değil gerilimi, dramı ve dünya gerçeklerini siyasilerin pis yüzlerini göreceksiniz şimdiden iyi okumalar dilerim.

Kubbe'nin AltındaStephen King · Altın Kitaplar · 2011888 okunma

··

170 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.