Item: Locus Solus
Rating: 8 puan verdi
Author: Liliyar

Liliyar

@Krizantem_·

26 Eylül 2019 22:27

235 syf.

8/10 puan verdi

Bir varmış bir yokmuş..

Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde. Develer tellal iken, pireler berber iken. Ben dedemin beşiğini tıngır mıngır sallar iken.. Bir Raymond Efendi varmış. Sürrealizmin doruklarında masal masal gezinen. Ama onun masalları böyle başlamıyor tabi ki. Kimsenin çözmek istemeyeceği yazılar yazar, kodladıkça kodlarmış. Anormalliği kelimelerinden oluk oluk fışkıran, onlarca cümleyle ifade edilebilecek şeyleri iki cümleyle anlatabilen, ama ne anlattığını anlamak için uzun uzun düşünmeniz gereken bir deliymiş kendisi. Aslında büyücü olduğunu söyleyenler de var. Harflerle sağlam kelimeler türetip,kitabın sayfalarına gelişi güzel serpiştiren, mucitlerin efendisi. Kelimeler mi yetersiz acaba, yoksa o, anlaşılma eşiğinin çok mu üstünde diye düşünüyorsunuz okurken. İlk 70-80 sayfada çok sıkıldığımı hissetsem de bırakmak istemedim. Yer yer masallar dinledim ondan. Yer yer farklı icatların en ince ayrıntılarına kadar tasvirlerini. Manyetik etkiyle acısız diş çekebilen düzeneği gözümde canlandırabildim diyemem ama o kocaman diş yığınını görmüş kadar oldum. Sorun da tam olarak buradaydı aslında. Hiçbir teferruatı atlamadan ifade ettikleri, hayal bile edilemeyecek şeylerdi. Kendimi çok zorlamama rağmen sıfır görüntü. Fakat bir süre sonra farkettim ki, bu tarafa akseden başka şeyler var. Onun vermek istedikleri benim aldıklarım mıydı, emin değilim aslında. Biraz da şöyle; Kelimelerden oluşan bir köprü vardı arada. Sesler bile birbirine hem çok yakın, hem çok uzaktı. Öyle ki adım attığınızda, bazıları ayağınızın altından kayıp uçurumu boylarken, bazıları ayağınıza yapışıyorlardı. Yani bir köprü kurmuştu sözde ama geçebilene aşk olsun. İki ucu da kıyamet, boşluk..belirip kaybolan bir varlığın kırıntılarıydı. Söz sanatları, içleri boşaltılıp tekrar doldurulmuş cümleler, hakim olunamayan, dizginlenemeyen satırlar, mecazlar.. Sanki sadece kendisi için yazmış gibi. Yani özet olarak; Canterel 'in misafirleri varmış, bir sürü icadı ve çoook parası. Kesin bilgi olarak bunlar mecvut. :) Hasılı, kesinlikle daha önceden yazılmış hiçbir şeye benzemiyor. Ben tavsiye eder miyim bilmiyorum ama okumak isteyenler için Keyifli okumalar..:))

Locus SolusRaymond Roussel · Yapı Kredi Yayınları · 2019171 okunma

··

265 görüntüleme

Oğuz Aktürk

@distopikokur ·

26 Eylül 2019 22:42

Ne zaman Kazım Taşkent Klasiği görsem aklımda hep aynı cümle canlanıyor: "Bu kitabı kesin okumalıyım!" Locus Solus gibi bazı kitaplar da var ki, içindeki oyunlarda ve yazarın bize ulaştırmaya çalıştığı katmanlar arasında çok kolay kaybolabiliyoruz. Kendi düşünceme göre bu kitabın Foucault'nun

Raymond Roussel: Ölüm ve Labirent kitabı okunmadan anlaşılması ve Roussel'in neyi amaçladığını anlaması çok zor. Anca o referans kitap okununca dil ve görünen nesneler arasındaki bağlantılar kurulabiliyor. Epey çaba sarf etmişsiniz gibi görünüyor, bunun için aklınıza sağlık öncelikle. O diş çeken makineden sonra aklımda kalanlardan bir diğer şey de ilk anlatılan heykelin detaylarında gizli olan hikayeler ve özellikle de o kocaman havuzun içinde akla hayale gelmeyecek şekillere sahip olan bilinçdışı varlıklar. Kafası çok ilginç bir adam Roussel ve sizin de onu tanımanıza, üstüne inceleme yazmanıza epey sevindim. Kaleminize sağlık.

Liliyar

@Krizantem_ ·

26 Eylül 2019 22:48

Ölüm ve Labirent'i keşke okumuş olsaydım diye düşündüm şimdi. Belki bir nebze kolaylaşırdı okuma seruvenim. Ama böyle kitaplar için ikinci okumalar şart diye düşündüğüm için, diğer seferde o sırayı takip edeyim. Aynen söylediğiniz gibi kafası çok ilginç bir yazarla tanışmış oldum. Vakit ayırıp okuduğunuz ve tamamlayan yorumunuz için teşekkür ederim. :)