Dört ay kadar önce okudum bu eseri. Kitabı temin etmek zor oldu, piyasada baskısı yoktu. Yeni basımı yakında çıkacakmış ama yazarından aldık bu haberi.Belki de çıkmıştır takip edemedim onu. Akıcı bir dil , anlaşılır bir üslup kullanılmış. Üç ayrı bölümden oluşuyor kitabımız. Üç ayrı anlatıcısı var. Kesinlikle en keyiflisi birinci bölümdü benim için. Eserin konusu Osmanlı İmparatorluğunun çöküş yıllarında Siirt'te ve çevre yerleşim yerlerinde, bir kısmı İstanbul'da geçer. Balkan ve Trablusgarp Savaşlarının olduğu sancılı yıllar. Tabi ki bunu kitabın son bölümünde daha net görüyoruz. Kahramanımız Hicret Bey, etrafı tarafından sevilip sayılan, eğitime önem veren,aydın, hali vakti yerinde, kalabalık bir aileye sahip, Arap kökenli bir çerçidir. Yanında deve katarı ve kendine eşlik eden adamlarıyla sırtında heybesi, zaman zaman baskına uğranabilen zorlu yollarda korkmadan günlerce yürür. Ona göre "Yolculuk hayatın ve kaderin kendisidir." Yollarda sahipsiz bir Kürt çocuğuna rastlar ve O'nu yanına alır. Son yolculuğuna çıktığında Eşi Telli Hanım'a emanet eder diğer çocukları gibi. Telli Ana kendinden olan ve olmayan tüm çocukları sahiplenir, onları sever güvende olduklarını hissettirir aynı vatan gibi.. "Sevginin bendi olur mu sevgi sudur,akar gider." mantığındadır. Günler sonra evin devesi Humar'ın boynuna Telli Hanım'ın astığı ve kutsal saydığı lacivert taşının kaybolmasıyla olanlar olur. Ailede ve ülkede çözülmeler,yıkılmalar, kayıplar ve felaketler başlar. Yurdun dört bir yanından,Sarıkamış'tan kara haberler gelir. Lacivert Taşı adı verilen bu taş birlik ve beraberliği temsil etmektedir. "Bak oğlum,biz bu memlekette işte böyle demetlerce yaşıyoruz. Renklerimiz birbirine pek uyar. Pek hoş durur. Sen Kürdi,ben Arap, Devranımın gönül verdiği Bahar Kız Türk'tür. Bunların hiçbiri birbirini küçümsemez ,bunların hiçbiri birbirine düşman değildir. İşte böylece kalmak gerek. Bunu bil." Bu sözler ülkede kardeşçe yaşamak gerektiğinin kanıtıdır. Eserde Türklere ait gelenekler, efsaneler ,inanışlar masalsı bir dille anlatılır. Çerçi dili denen aslında Türklere ait olan dile verilen örnekler esere ayrı bir zenginlik katar. İçten anlatımı, şiirsel dili sayesinde gurbet acısı yürekleri dağlar. Lacivert Taşı'nın ana fikri açık ve nettir; Ülkede birlik bozulursa eserdeki hazin sonu yaşamak kaçınılmazdır. Geçmişten günümüze kalan ibretlik bir hayat hikayesidir Lacivert Taşı özünde.

Lacivert TaşıSevinç Çokum · Kapı Yayınları · 2019171 okunma

·

54 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.