“Bugün annem öldü. Belki de dün, bilmiyorum.”
(Albert Camus - Yabancı)
Bazı yazarlar okunduktan sonra insanı yazı yazmaya, içindeki duyguları düşünceleri bir kağıda dökmeye zorluyor. Yazı yazma arzusu yaratıp insanı kışkırtıyorlar. Son zamanlarda bende bu durum; Louis Ferdinand Celine’in Gecenin Sonuna Yolculuk, Papini’nin Kaçan Ayna ve Proust’un Swann’ların Tarafı ile olmuştu. Bu kez de Roland Barthes’ın Yas Günlüğü benzer bir etki yaptığı için bir şeyler yazmak, en azından çiziktirmek istedim.
Yas Günlüğü, Roland Barthes’ın annesinin ölümü üzerine bir defter sayfasını dört eşit parçaya bölüp aldığı kısa notlardan oluşuyor. Yazar, bu notlarda annesinin ölümü üzerine yaşadığı ağlama krizlerinden, yaşadığı donukluktan, ölümün yarattığı travmalardan, bazen de ölümün insanı hissizleştirmesinden bahsediyor. Bütün kitap bir bakıma paramparça. Toplamda 265 sayfalık bir kitap olmasına rağmen hepsini toplasan 50 sayfa ancak eder. Çünkü her sayfa, iki üç kesik kesik cümleden oluşuyor.
En son böyle bir kitabı okuduğumda askerdeydim. Adorno’nun yasının değil ama rüyalarının kaydını tuttuğu Rüya Kayıtları kitabını okumuştum. O da böylesi uçup gidecek kısa anları bellekte yer etmesi için defterine kaydediyordu. Ben de bir parça o kitabın etkisiyle rüyalarımı yazmaya, not etmeye başlamıştım aslında. Ama belki askerliğin etkisiyle gördüğüm sert, canavarlı, ejderhalı kabuslardan sonra gördüğüm rüyalarımın dehşetinden korkup yazmayı bırakmıştım. (Gülücük) Şimdilik ise Barthes’ın yaşadığı gibi ağır bir yas yaşamadığım için bunun anlamını tam olarak bilemiyorum. Bu konuda yazabileceğim pek bir şey de yok.
Kitapta beni en çok etkileyen konulardan biri ise, Barthes’ın annesi öldükten sonra donuklaşıp hissizleşmesine rağmen, bütün yaratıcılığı körelmesine rağmen sadece “yazı” konusunda iştah duyabilmesi. Sanırım ölüm ve hastalıklar insanı yazı yazmak konusunda körüklüyor. Bir daha yaşayamayacak olmak duygusu, hastalıktan sonra insanın kendine değer vermesi hissi yazıyı ön plana çıkarıyor. İzlediğim bir röportajında L. F. Celine “Ki unutmayın ilhamın asıl kaynağı ölümdür.” diyor. Thomas Bernhard da “Hastalık insan için bir servettir.” diyor bir söyleşisinde. Belki de böyledir.
Barthes’ın günlüğü 2009’da bir kez basılmış. İkinci basım da 2016 yılında. Bendeki 2016 baskısı. Böylesi eşsiz bir eserin sadece iki kez basılmış olması (mesela bu sitede bu kadar az inceleme, alıntı olması) can sıkıcı.
Umarım Barthes da Yas Günlüğü de bir gün hak ettiği yeri bulur.
İyi okumalar.