PSİKOLOJİK GERİLİM SEVENLER BURAYA :)Bu kitabın incelemesine nasıl başlamam gerektiğini bilmiyorum.Bu kitap benim bir konuda önyargılarımı alt etti diyerek başlayabilirim sanırım.Her zaman ikinci kitabın birinci kitaptan daha iyi olmadığını düşünürdüm ama bu kitap birinci kitabı solda sıfır bıraktı adeta.2019’un okuduğum en güzel kitabı diyecek kadar da cesaretli bir yorumda bulunabileceğimi düşünüyorum.
Kördüğüm’ün birinci kitabında Naomi’nin hikayesini okumuş ve onun yaşadıklarına tanıklık etmiştik.Fairfax’in karanlık koridorlarında dolaşmış,koğuşumuzdaki küçük camdan dışarıya açılan bir özgürlük kapısı hayal etmiştik.Peki Naomi bu hastanede kalan tek kişi miydi ? Tabiki hayır.Kırmızı kürklü kimse ile konuşmayan kadının hikayesini her şeyden çok merak ediyor ve her bölümde bunu bize söylüyordu Naomi.Peki bu kadın kimdi ?
İşte bu sorunun cevabını bize veren kitap bu kitap.Her gece herkesin ölmüş olduğunu söylediği kocasının onu ziyarete geldiği ve kollarında her şeyinden çok sevdiği kızı Evelyn ile hayata tutunmaya çalışan Victoria.O da geçmişini hatırlamamaktadır ta ki geçmişinden gelen bir adam bütün geçmişini aydınlatana kadar.Victoria unutmaya çalıştığı ve hatırlamak istemediği geçmişi ile tekrar yüzleşmek zorunda kalacaktır.
Kitap konusunda düşüncelerime gelecek olursak sevemediğim tek noktası bu kitabın yazarın ikinci kitabı olmasına rağmen birinci kitap olan Kördüğüm’de Victoria hakkında önemsiz görünen ancak önemli olan bir ayrıntıyı söylemiş olmasaydı.Neyse ki bu ayrıntı o kadar rahatsız etmiyordu kitabı okurken.
Bu kitap bana bir madalyonun kaç yüzü olduğunu,bir insanın gözlerinden kaç kişinin hayatına bakabileceğimi ve en önemlisi yargısız infaz yapmamam gerektiğini öğretti.
Kitaptaki karakterler öyle detaylı öyle düzenli öyle rollerine bürünmüşlerdi ki sanırım o karakterlerin davranışlarına ve özelliklerine ait bir karakteri başka bir kitapta gördüğümde direk aklıma bu kitaptaki karakterler gelecek.
Kitabın akışı da bir hayli güzeldi.Bizi bir geçmişe bir geleceğe götürerek yarattığı algoritma çok farklı ve güzeldi.Kitabın öyle bölümleri vardı sadece kitabı bırakıp gidip ağladım.
Karakterlerin yaşadıklarını,hissettikleri duyguları,zihnindeki düşünceleri öyle bir aktarıyordu ki anlatılmaz yaşanır bir olaydı.3 gündür bu kitabı okuyorum ve şunu net olarak söyleyebilirim.
FAİRFAX’te yaşamdan başka her şey var.Victoria’nın çektiği acıları iliklerime kadar yaşadım; onun yaşadığı derin üzüntüyü,o kaybetme korkusunu ve en önemlisi anneliğin verdiği inanılmaz sorumluluğu.
Bu kitap sadece psikolojik bir gerilim romanı değildi.Yazar günümüze,yaşadıklarımıza,çektiğimiz acılara ve çekeceğimiz acıları bize öyle güzel anlatıyordu ki.
Son olarak bu kitabın gerilimini,sonunu vb beğenmeyen insanlara sadece şunu söylemek istiyorum.Kitabı analiz ederek ve dikkat vererek okumaları gerektiğini.
Kitabın sonu,akışı,karakterleri kısacası her şeyi birinci kitaptan kat kat iyiydi.Öyle bir sonu vardı ki sonu düz bir asfalt gibi görünen yoldan uçurumun dibini boyluyordunuz.
Bu kitap serisini okuyacak olanlara öncelikli tavsiyem şu; ikinci kitaptan başlayın.Gidip ilk başta Kördüğümü okumayın ve bu kitabın tadını iliklerinize kadar çıkarın.
Eğer psikolojik gerilim romanlarını seviyorsanız,KAYIP KIZ’ı beğenmişseniz bu kitaba bir şans verin.Soğuk kış günlerinde size en iyi gelecek nadir kitaplardan biri bu kitap olabilir.Kahvenizi ve battaniyenizi alın,mum ışığında okuyun bu kitabı. :)