Gönderi

Tilki,Sinekler ve Kirpi Ormanların eski serserisi, Açıkgöz, hinoğluhin tilki, Yaralanmış bir avcı kurşunuyla, Bir bataklığa dar atıp kendini, Yatmış zavallı, çamura; Kan revan içinde kurtarmış postu. Kan kokusu alır da durur mu Sinekler, o kanatlı sömürgenler: Hemen aç kurt gibi üşüşmüşler, Yaralı tilkinin üstüne. - Bak şu tanrıların işine, Demiş tilki; -Olacak şey mi bu? Bunlara mı yem olacak pisipisine, Ormanların en kurnaz oğlu? Tilki eti yemek ne haddine Bu zıpçıktı mendeburların? Kuyruğum, ne güne duruyorsun? Kovsana şu pisleri; Gitsin öküz eti yesinler bari. O çevrenin bir kirpisi, Ve benim masalların yeni bir kişisi, Tilkiyi kurtarmak istemiş Bu açgözlü milletin şerrinden. - Komşu, demiş; merak etme; Ben kurtarırım seni bu aç sürüden. Bırak, şişe geçireyim hepsini. - Aman bırak; eksik olma, demiş tilki; Bırak yesinler doyasıya, Yiyemez olacaklar neredeyse. Bunlar gitti mi daha açları gelir, Onlar da sömürdü mü yandığım gündür. Dünyada sömürgen mi ararsın, dolu! Kimi saray, kimi kanun adamı. Bu sinekli masalı Aristo insanlara uygulamış Her memleket böyle olagelmiş, Hele bizimkinde çok denenmiş: Milleti en az kimdir ısıran Karnı en çok doymuş olan.
Sayfa 502
··
9 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.