Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

226 syf.
10/10 puan verdi
İnsanlara İnanmak
Sabahattin Ali’nin 1946-47 yıllarında Markopaşa-Malumpaşa-Merhumpaşa adıyla,Aziz Nesin ve bir başka yazarla beraber çıkardıkları siyasi mizah haftalık dergisinde kültür, eğitim,siyaset ve gündem hakkında görüş ve fikirlerinin yayınladığı,Hikmet Altınkaynak tarafından yazılarının derlenerek okura takdim edildiği kitap.(şu toplu taşımada cep telefonu ile pazarcı gibi konuşanlar,sesiniz kısılsın inşallah!!Bu tipler şimdi millet mi yani) Markopaşa yazıları içerisinde Batı kaynaklı eserler ve yazarlarını engin bilgisi ile gayet ciddiye alınır bir şekilde eleştirdiğini görüyorsunuz. Mesela;Oscar Wilde’nin Burhan Toprak’ın çevirisiyle yayınlanan eserlerinin güzel ve akıcı bir türkçe ile yazıldığını söylüyor ,okunmasını tavsiye ediyor beraberinde de.. Knut Hamsun hayranı..Norveç bir yazar ve hayranlığını acaip bir dil ile yazmasına bağladığını vurguluyor.Bir şey dikkatimi çekti diyor ki Knut Hamsun için;Anlattığı ormanın sesini duyuyorsunuz gerçekte yaşayan karakterlerden bile daha gerçekçi kurgu karakterleri..Düşündüm ki;böyle anlatım biçimleri ve tekniklerine kafa yora yora kendisi de eserlerini pek çok yazardan üstün bir şekilde anlatmaya dilimizin dönmediği duygu ve düşüncelerimize tercüman olmayı başarmış...Okul bahçesinde kendisi ile anket yapan bir yazarın şu sorusuna -Edebiyatla ilgilenmeye nasıl başladınız? -Okuyarak cevabını vererek çabasını anlıyorsunuz. Markopaşa’daki yazılarını okurken türkçeyi kullanabilme kabiliyetine hayran olmamak elde değil.Diyor ki ;his ve fikir MOZAİĞİ!!!, Biz olsak his ve fikir çeşitliliği deriz ve çoğu yerde böyle okuruz.. En çok kullandığı kelimelerden biri de ALELUMUM,genellikle diyor yani..Bazen eski türkçe cümleler içine ingilizce kelimeler sıkıştırdığını da görüyorsunuz ABNORM diyor mesela, neden tuhaf ya da acaip kelimesini kullanmamış acaba diye düşündüm.. Kariyerinde bir dönem Ankara Devlet Tiyatrosunda dramaturgluk yapıyor ,bu görevinin etkisiyle Markopaşa da haftalık yazılarında sahnelenen tiyatro oyunları ve opera hakkında da engin bilgisini sergiliyor ...Opera sanatçılarının seslerini mükemmel eğittiklerini lakin avaz avaz bağırmaktan fazlasını yaparak aktörlük yeteneklerini de geliştirmeleri gerektiğini söylüyor.Sabahattin Ali gerçek bir münevver burdan anlıyorsunuz halkı aydınlatan, yol gösteren, estetik duygusu kazandıran... Yarı münevverler, Hürriyet, Milliyetçilik hakkındaki fikir ve hissleri okunmaya değer.. Sabahattin Ali’nin yaşadığı dönem demokrasinin yerleştirilmeye çalışıldığı en sert tartışmaların geçtiği bir dönem.Vatanını ve milletini sevdiği için kominist olmakla suçlanmaktan muzdarip ve izm lerin hepsinden nefret ediyor ,kendimi ona yakın hissetme sebeplerimden biri.. Sabahattin Ali’nin 1940-50 li yıllardaki çalkantılı siyasi hayatında romanlarında görmediğimiz savaşçı, sağlam muhalif duruşunda kelimeleriyle siyaset ve fikir adamlarını tokatladığı esnada çıkan kamçılayıcı tadı merak edenler için okunmasını tavsiye ettiğim bir kitap.. Keyifli okumalar
Markopaşa Yazıları ve Ötekiler
Markopaşa Yazıları ve ÖtekilerSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 19982,327 okunma
··
1 artı 1'leme
·
213 görüntüleme
Mustafa A. okurunun profil resmi
Büyük bir yazarı 41 yaşında kaybetmişiz maalesef. O kısa ömrüne 3 büyük roman sığdırmış. En çok da yazmayı düşündüğü romanlar listesini görünce üzülmüştüm. Ayrıca S. Ali'nin abd karşıtlığı dikkatimi çekmişti. O derece ki, doların ülkeye girmesini, "Biz niye Kurtuluş Savaşı yaptık o zaman, niye bağımsızlığımızı kazandık" diyecek kadar ülkenin abdye güdümlü olacağını görecek kadar da ileri görüşlü. Faili meçhul cinayetini anlamak için okunması gereken bir eser. Ellerine sağlık.
Gülcan Coşkun okurunun profil resmi
O dönemin mebuslarından Samet Ağaoğlu eski türkçe ile cep defterine kaydetmiş.Adnan Menderes bugün bize,S.Ali’nin on ay evvel hükümet tarafından öldürüldüğünü söyledi diye yazmış.. Diğer öğretim görevlisi arkadaşları gibi kaçak yollardan gitmeye mecbur bırakılıyor yurtdışına..Yollarda öldürülüyor..Namuslu ve dürüst ve de dili kabiliyetli adamları Türkiye’de koruyup kollayan bir Mesen sınıfı neden olmamış ki..Ortaçağ Avrupasında koskoca kiliseye karşı gelen Martin Luther i ,mesen ailesi hemen şatolarına alıp koruma altına alıyorlar..Kilisenin kendisini reformize etmesi gerektiğine dair fikirlerini risalecikler halinde yazıp yazıp tüm Avrupa ya yayıyor. Bu namuslu adamlar çok Don Kişot bırakılmışlar.. Teşekkürler
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.