Insanlik, evriminden itibaren yasadigi hayatta anlam kazanma/kazandirma arayisi icerisine girmistir. Bu arayis icerisinde bulunurken anlamlandiramadigi olaylar uzerine hayal gucu devreye girmis ve cesitli hikayeler ortaya cikmistir. Gunumuz insaninin bakis acisina gore mit, akil disi olan ve dislanmasi gereken birseyken, ilk insanlar icin hayati anlamlandirmak icin kullanilan yol gosterici arguman olmustur. Evrimlesen insan etrafinin farkinda olmakla beraber akildan once duygulari araciligiyla anlamsal bir butun saglamaya calismistir. Mitin islevli olabilmesi icin yasamimizla icice olmasi yani canli olmasi gerekir; gecmiste kalan bir hikaye halini aldiginda islevini yitirir ve unutulmaya yuz tutar. Gunumuzde oldugu gibi mit yerini imgelere birakmis ve bu imgeler hayatimizda sadece bir seyleri anlatmaya calisirken kullanilmaktadir. Kitapta mit kavrami cesitli zaman dilimlerine ayrilarak anlatilmistir. Avci toplayici toplumlarda mit, sembolik anlatilar olmaktan ote gunluk yasamin icinde canli olarak yasamaktadir. Insanlar anlatilar isiginda avlanmayi ogrenir, hayatta kalmayi basarirlar ve ya alet yapmayi ogrenirlerdi. Erkekler erginlikten samanliga geciste cesitli uygulamalardan gecerek mitlerde duydugu seylerin gercekligiyle basbasa kalirdi(esrime). Keza neolitik donemde de toprak ve tohum cinsel birlesme sonucu dunyaya bir varlik getirirlerdi. Cesitli doga tanrilari vardi( baal, el, hera, demeter vs.). Paleolitik cagin aksine kutsal, gokyuzunde degil toprak altinda aranmaya baslanmistir. Tanrikarin cogu yer altinda yasarlar. Ilk kent uygarligindan itibaren bir cok tanri yavas yavas yerlerini tek tanriya birakmaya baslamislardir. Tanrilar insanlardan uzaklasmis ve daha farkli bir konumdadirlar. Tanrilar artik herhangi bir canli olarak imgelenemez varliklardir. Daha yasakci ve cezalandirici bir hal almislardir. Eksenel cagda ise platon, buddha, konfucyus, sokrates gibi dusunurler ortaya cikmistir. Bu kisiler duyulari harekete geciren mitlerden cok usculuk konusunu on plana cikarmislardir. Gunumuze gelinceye degin cesitli evrelerden gecen mit kavrami artik baskalasarak gercek olmayan olarak tanimlanmaya baslanmistir. Mit yerini artik logosa(usculuk) birakmistir. Bilim, teknoloji ve siyasi dusunceler onu evimizden disari kovarak yerini almislardir. Kitap sade anlatimiyla rahat bir okuma yapmamamizi sagliyor. Iyi okumalar..

Mitlerin Kısa TarihiKaren Armstrong · Alfa Yayıncılık · 2014446 okunma

·

98 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.