PSİKANALİZİN BABASI FREUD’UN SEFİL DURUMU İLE İLGİLİ BİR İNCELEMEFreud ‘Totem ve Tabu’ adlı kitabında, hiç görmediği, tanımadığı, gelenek ve göreneklerine yabacı olduğu kıtalar ötesi küçük toplulukların totem ve tabularını anlatıyor.
Fakat bu toplum ve kültüre o kadar uzak ve anlattığı bu tabu ve totemlerde kendi araştırmaları, gözlemlerine dayanmadığı için, ilgisiz alakasız, çoğu zaman da saçma sapan çıkarımlarda bulunuyor. Oysa sebepsiz ne totem ne de tabu olur ama tabi Freud anlattığı toplumların gelenek ve göreneklerine çok uzak olduğu için onları başka bir gezgenin canlıları gibi anlatıyor.
Örneğin benim içinde büyüdüğüm Türkmen toplumunda 1970’lere kadar yeni bebek doğduğunda ‘al basması / goncalas’a karşı su kaplarının ağzı açık bırakılmaz, geceleri ışık söndürülmez, bebeğin başucuna ağzı açık bir bıçak ve ayna bırakılırdı ki can alıcı bir kuş olan ‘al / goncalas’ bebek ve anaya musallat olmasın.
Peki, on binler, yüz binler gerçekten inanırlar mıydı başka zaman hiç görünmeyen bir kuşun, sadece bebekler doğunca gece ansızın gelip bebeği öldürdüğüne?..
Elbette inanmazlardı ama o dönemlerde hekime erişimin zorluğundan dolayı, doğumdan hemen sonra pek çok bebek ve ana aniden öldüğü için, insanlar bu ölümlüleri kabullenemez ve kendilerince bu tür bir açıklama getirirlerdi.
Aynı toplumda bebek ve anneler bu gün de ölüyor ama ölümlerin sebepleri bilindiği veya hekim onlara anlattığı için kimse bu ölümleri ‘al basması / goncalas’ diye yorumlamıyor.
Keşke Freud gelenek ve göreneklerini hiç bilmediği, tanımadığı İnkaları’n, Aborjinleri’n totemlerini çalakalem yazmak yerine, kendi kültürünün temellerini oluşturan eski Yunan ve Roma’nın tabularını inceleseydi daha faydalı olur, bu kadar basit ve sığ hatalara düşmezdi.
Ayrıca yayınevi kitapta o kadar uydurukça bir dil kullanmış ki, bu dille yayınevine kitap siparişi vermeye kalksanız, komiklik yaptığınızı sanıp telefonu veya kapıyı yüzünüze kapatacaklarından emin olabilirsiniz.
Okuyarak kalın.