Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

136 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
"Olanaksızlıklar dağı" altında ezilmemek de mümkün işte...
Saramago'nun çocukluk ve ilk gençlik anılarından bir demet... İncitici bir yoksulluk içinde geçen yıllarına ait, bir kısmını hayal meyal hatırladığı anılarını art arda sıralamış Saramago bu kitabında. Topraksız, yoksul bir köylü ailesinin çocuğu Saramago, ama ilginçtir ki her türlü imkandan yoksun o köy yıllarını 2 yaşından sonra taşındığı -tabii yine varoşlardaki- Lizbon hayatına tercih ettiğini açıkça vurguluyor. Okuma yazma bilmeyen anne, teyze, anneanne, babaanne ve dedeler arasında yoksullukla geçen bir çocukluk; babasının bir şekilde polis olmayı başarması ile Lizbon'a taşındıklarında ortak banyo ve mutfaklı tek odalı harap dairede hayat mücadelesi... Bakır elektrik tellerini çalıp sattığı için hapse giren dayı, para ödememek için su idaresine çaktırmadan boruyu incecik delip damla damla akıttığı suya muhtaç bir aile, her kış bitiminde evdeki battaniyeleri rehine vererek aldığı para ile evi geçindiren anne, okuma yazması olmadığından kendi uydurduğu sembollerle veresiye defter hesabını tutan anneanne, zayıf düşen yavru domuzları ölmesin diye yatağını onlarla paylaşan dede... Bir yanı ile insanı titreten, öte yandan ümit aşılayan bir hayat hikayesi. İnsan dediğimiz tuhaf, müthiş bir varlık vesselam; düz aklın kalıpları ile sınırlandırmaya gelmiyor. Hiçbir şey olamayabileceği bu yaşamdan sıyrılıp, tam da bu yaşananlar sayesinde Saramago Saramago oluyor işte... Yazar, ünlü romanı Körlük'ü, çocukluğunda tanıştığı bir komşu misafirinden esinlenmiş örneğin; gözleri görmeyen bu misafirdeki hoşuna gitmeyen kokular -yemek kokusu, yıkanmamış çamaşır kokusu, bayat şey kokusu- zihninde körlükle bağlantılı kalmış. "... Yorgun argın yürüyor yaşlı adam. Yokluklarla, cehaletle geçmiş yetmiş yıllık zor bir hayatı sürüklüyor arkasında. Yine de bilge bir adam, suskun, yalnızca kaçınılmaz olanı söylemek için açıyor ağzını. O kadar az konuşuyor ki, yüzünde uyarı ışığına benzer bir şey yandığında ona kulak vermek için hepimiz susuyoruz. Garip bir tarzda bakıyor uzaklara, hatta o uzaklar karşısındaki duvar olsa da. Yüzü sanki keserle yontulmuş, durağan ama anlamlı bir ifade taşıyor, keskin bakışlı küçük gözleri ara sıra ışıldıyor, sanki düşünmekte olduğu şeyi kesin olarak anlamış gibi. Bu topraklardaki, bu dünyadaki onca kişiden biri o, belki de bir olanaksızlıklar dağı altında ezilmiş bir Einstein, bir filozof, okuması yazması olmayan büyük bir yazar. Hiçbir zaman olamayacağı bir şey." "Ama şu melankoli anımda kafamdan silinmeyen görüntü, yağmurun altında, sanki değiştiremeyeceği bir kadere boyun eğen biri gibi inatla, sessizce ilerleyen o yaşlı adamın görüntüsü. Belki de ölümün kendisi."
Küçük Anılar
Küçük AnılarJosé Saramago · Kırmızı Kedi Yayınevi · 2018504 okunma
·
160 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.