AH ÖĞRETMENİM!Verilmiş sadakamız varmış da Köy Enstitüleri kapatılmış. Enstitü mezunu öğretmenler köyleri kalkındırıp aydınlatmış, bilginin ışığını taşımışlar oralara. Eee, ne olmuş yani? Bildiğin “gomonistlik”. Haddini bilmezler sizi! Neyse ki intikamımızı aldık, hepinizi efkar-ı umumiyenin, zenginin, beylerin ayakları altına bi güzel attık!
Köylüye modern tarım teknikleri öğretip yokluktan kurtarırsınız ha! Yetişkinlere okuma yazma öğretirsiniz! Çocukları uygulamalı bilginin ışığında yetiştirmeye cüret edersiniz!
Tarih öğrettiniz yetmedi.
Coğrafya, Türkçe, fizik, kimya, matematik, yurttaşlık bilgisi, el yazısı, resim-iş, beden eğitimi öğrettiniz, gene yetmedi.
Tabiat ve okul sağlığı, askerlik, öğretmenlik, tarım ve ziraat bilgisi, ev ekonomisi, arıcılık, ipek böcekçiliği, balıkçılık, demircilik, marangozluk, el sanatları…
Daha da neler neler. Gavur işi piyanolar, kemanlar; efendime söyleyeyim, halk oyunları, müzik… Bak bak!
Sizi dinsiz imansızlar! Ne güzel eski köylerimiz vardı, yeni adetler çıkarmaya kalktınız ha?!
Hele sen; Damalı Köyü'nün hocası! Rahat duramıyorsun değil mi? Damalı'da köyün zenginine karşı çık, başka köye git beylere karşı çık, ordan da başkasına geç, yobazlığa karşı çık… E yeter ama! Sen kim oluyorsun?!
Köylü dediğin bir kara cahil; sen mi kurtaracaksın bunca milleti?! Rahat durmazsan işte böyle, oradan oraya sürülürsün.
Gerçi senin uslanacağın da yok. Öğretmenliğine mani olsalar çiftçi oluyorsun, dülger oluyorsun, demirci oluyorsun; oluyorsun da oluyorsun be kardeşim.
Nerede bir karanlık görsen bir yerinden yırtıp, içeri ışık doldurmaya bakıyorsun.
Sana söyleyeyim; fazla ışık iyi değildir. Gözümüz fazla seçmesin ki mutlu mesut yaşayıp gidelim.
Sana ne Onbeş Osmanlardan, Dudulardan, Ökkeşlerden.
“Okumuşun okumamışa, görenin görmeyene, duyanın duymayana borcu var diyorum sana. Başka türlü nasıl yaşanır? Yanındaki açken, senin tokluğun sana siner mi?”
Siner siner…
"Cahalsa okutacaksın!"
"Susss..."
"Okutup uyaracaksın!"
"Sus dedik yaa!.."
"Uyarmadıkça, maden ocaklarına hep böyle dirisi girip ölüsü çıkacak!"
"Ulan sana sus dedik arkadaş!"
Sus dedik! Yap öğretmenliğini uslu uslu! Uslu uslu sallayıp başını, al her ay maaşını.
“ Veysel bu dünyada kör bir kul imiş. Emme ne doğru lâf ediyor!.. Gurban olam kalem tutan ellere...”
Kalem tutan eller ne iyi etmiş de yazmış. Okuyun bu eseri. Umudumuz tazelensin.