Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

352 syf.
8/10 puan verdi
Yaşlı Adamın Savaşı |4/5| Yetmiş beş yaşındaki bir adam, karısının mezarını ziyaret ettikten sonra ne yapabilir? Sırada ne olabilir? Diğer yaşlıları bilemeyiz ama John Perry eşini ziyaret ettikten sonra gitti ve askere yazıldı. Yetmiş beş yaşında ne askeriyesi diyor olabilirsiniz. İşte bilim kurgunun nimetleri de burada devreye giriyor. John Scalzi’nin serilerinden bir diğerinin ilk kitabı olan Yaşlı Adamın Savaşı isimli kitabın yorumuna hoş geldiniz. Günümüzden daha ileri geçen bir tarihi ele alan romanda, dünyamız bizim bildiğimiz gibi kalsa da insanlık başka gezegenlere koloni yerleştirmeye başlamıştır. Ancak bunu yapan tek biz değilizdir. Uzaydaki diğer birçok canlı da kendi kolonilerini, yaşanabilir buldukları gezegenlere yerleştirme çabasındadır ve de dolayısıyla tüm evren bir kolonileşme yarışındadır. Bu yarış da beraberin de savaşı getirdiği için Dünyanın yaşanabilir gezegenleri fethetmek için bir ordusu vardır. Yetmiş beş yaşındaki insanları toplayan ve onları ‘dünyaya bir daha asla dönmeme’ şartıyla kabul edip bir şekilde savaşa hazırlayan bir ordudur ve ana karakterimiz de kitabın başlangıcında o orduya yazılır. Oldukça ‘fantastik’ bir bilimkurgu konusu var aslında kitabın. Aklıma Star Wars geldi desem yalan olmaz. Onlarca farklı uzaylı çeşidinin kendi teknolojileriyle savaşması bana Star Wars’ı çağrıştırdı. Çünkü onda da, bu kitapta da; her uzaylı en gelişmiş teknolojiye gelişmiş değil. Farklı canlılar farklı bir evrimsel süreçte olduğu için bazı uzaylılar insanlardan daha üstün, bazıları da değil. Bu sayede yaratılan çeşitlilik kitabın en çekici özelliklerinden birisi. Kitaptaki bütün uzaylılar birbirinden farklı ve bu farklılık karşısında insanların yaşadığı çaresizlik gayet iyi yansıtılmış. Çaresizlik, çünkü dünyadaki gibi her savaşta benzer taktikler uygulanamıyor. Her savaşta başka bir çare arayışındalar. Yaratılan evreni sevdim. Kitabın şiddet betimlemelerinden kaçmamasını sevdim. Uzay savaşını olanca vahşetiyle okuyorsunuz. Bu da olayın trajik boyutunu güçlendiren bir etmen oluyor haliyle. Yalnızca, kitaptaki birçok plot twist beni şaşırtmadı. Yazarın da asıl amacı şaşırtmak mıydı bilmiyorum ama hikayede ansızın okurun karşısına çıkan sürprizlerin bir çoğunda, geleceğini önceden hissediyorsunuz. Kitap 2000 öncesi yazılsa anlayabilirdim de kitabın yayınlanma tarihi 2005. Yine de ben devamı için meraklandım. Dediğim gibi, bir yapımcı alıp bunu dizi yapsa Star Trek gibi onlarca sezonluk bir dizi çıkabilir. Birinci kitap olduğu için evrenin genişliğine sadece camdan bakabiliyoruz ama ikinci ve üçüncü kitapta olabilecekler için heyecan duyabilmek de güzel. Umarım İthaki yeni baskılarını kısa sürede yayınlar da kaldığım yerden devam edebilirim. Hem bilimkurgu okumak isteyip hem de diğer bilimkurgulara göre daha az derin olan, aksiyon dozajı daha yüksek olan bir kitap okumak isteyenlere Yaşlı Adamın Savaşı’nı öneririm. Sendrom bir dedektiflik öyküsü iken bu bir savaş öyküsü. John Scalzi’nin bu çeşitliliğini de takdir ettim. Uzaylılarla savaşmaya gerek duymadan öteki gezegenlerde koloni kurabileceğimiz güzel günler dileğiyle. Kendinize iyi bakın.
Yaşlı Adamın Savaşı
Yaşlı Adamın SavaşıJohn Scalzi · İthaki Yayınları · 2018359 okunma
·
14 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.