Zweing bu eserini yazmaya ilk başladığın da, kitabın adını "Firari" olarak düşünür fakat yazdıkça düşünceleri değişeme uğrar ve kitabın adınının "Mecburiyet" olmasında karar kılar. Kanaatimce "Mecburiyet" ismi kitabın içeriği ile daha uyumludur. Savaş psikolojisini iki karakter üzerinden oldukça etkileyici bir biçimde aktarmış Zweıg, zira yazarın savaş hakkında ki tutumunu bir nebze görebiliriz bu eserde.. Kitapta, kendi halinde Ressam olan kahramanımız Ferdinand, işlenen suça, caniliğe alet olamamak için ülkesinden İsviçere'ye kaçar. Kendine savaştan uzak bir yaşam kurmaya çalışır. Bu şekilde özgür olduğunu düşünmek ve inanmak ister. Ama özgürlük, refah içerisinde yaşayacağın bir ülkeden daha fazlasıdır. Özgürlük zihnin de, düşüncelerin de başlar, her dakika kaygı ve korku ikilemi içerisinde yaşanamayacak kadar kutsal bir durumdur özgürlük. Tam olarak kahramanımız Ferdinand bu ikilemi yaşar, ülkesi adına her ne pahasına olursa olsun savaşmalı mı yoksa kaçarak gerçek özgürlüğü mü elde etmeli ? Kaçarak gerçek özgürlük elde edilir mi ? Bu sorular arasında kitabı okurken Ferdinand'ın irdelediği derin bir konu var. Paula karakterini oldukça zeki ve güçlü buldum, zira eşinin savaşa katılmamasını isterken yaptığı açıklamalar tutumu oldukça başarılıydı. Detay vermekten kaçındığım bir kitap zira oldukça ince olan bu kitaba bir saat vererek o mecburiyete ortak olmalısınız. Peki siz Ferdinand'ın yerinde olsanız ne yapardınız? İyi okumalar efendim, kitapla kalın..

MecburiyetStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202162,2bin okunma

·

3 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Ebru Hifa Karadağ