Caner Taslaman'ın ilk okuduğum kitaplarındandı. Uzaktan ne kadar felsefeyle ilişki ne, ne alaka diye görünse de içerisinde felsefi, teolojik argümanlarla desteklenen ve hocanın sosyoloji üzerine de lisansını bitirdiğimizi varsayarak ortaya çok güzel bir eserin çıktığını varsayabiliriz. Terör ve cihad kavramlar bir grup tarafından gerek bu dini bir grup, gerek bir devletin retorik olarak kullanıldığında bunun ne kadar büyük bir problem olabileceğini görmekteyiz. Ayrıca terör ve cihada yüklenen anlamların da zamanla nasıl değiştiğini, anlam bakımından farklılaştığını görmekteyiz. Terör'ün ilk Jakobenler tarafından kullanılırken aslında iyi anlamda kullanıldığını zamanla insanların kendi düşüncelerine ters, halkı kışkırtmak ve taraftar toplamak isteyenlerin yaptığı bir faaliyet/eylem olarak tanımlamışlardır. Ancak Terör ama kime terör demeliyiz ? Hangi bir grup, cemaat veya devlet kendini terör olarak adlandırır ki ? Onlara göre haklarını savunma olarak da görülebilir. Veya terör örgütü olarak görülebilmek için bunlar yeterli mi? Keza Cihad kavramında da gördüğümüz üzere peygamber döneminde kullanılan kavram ile daha sonraki kullanılan kavramlar üzerinde farklılaşmalar görülmüştür. Daha sonraları başa geçen İslami kimlik altındaki devletler saldırılarını meşrulaştırmak adına Cihad kavramının anlamında değişmeler yapmışlardır. Kitabın en sonlarına doğru Batılı araştırmacıların savaşların sebeplerine bakıldığında birinin kültürel ve dini farklılık olmasını öne sürerken diğeri bunun sebebinin ekonomik olduğunu bize söylemektedir. ve şöyle soruyoruz eğer kültürel nedeni varsa neden Müslümanlarla-Taoistler arasında değilde bu savaş iki aynı sami kökenli din olan Müslümanlar ile Hristiyanlar arasında.

Terör'ün ve Cihad'ın RetoriğiCaner Taslaman · İstanbul Yayınevi · 2011239 okunma

·

37 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Ramazan Erkan