Dr. Moreau' nün korkunç adasını duymayan pek yoktur . İzlediğim filmi pek hatırlayamıyorum, çocuktum, hayal meyal sahneler var aklımda, bu nedenle kitabı okumak yeni bir serüven oldu. Filmlerin kitaplarla kıyaslanmaması gerektiği hususunda iki türün apayrı bir olgu olduğunu, bazen görselin aslını geçerken, bazen de yazarın hayalini eksik yansıttığını düşünüyorum. Bu nedenle filmini izlemiştim kitabı okumaya gerek yok diyenlere hak veremiyorum . Hikâye bir gemi kazazedesi olan Edward Prendick ' in inanılmaz anılarını aktarması şeklinde oluşturulmuş. Uğradığı kazanın arkasından düştüğü adada Dr. Moreau ve acayip insanlarla tanışan kazazedemiz, kısa zamanda bu acayip insanların üzerinde deneyler yapılan hayvanlar olduğunu öğrenir. Adadaki ilk gecesinde sabaha kadar onu huzursuz eden acı ve dehşet içindeki hayvan haykırışları onun ve duymuştur. O gün de bugün de hayvanlar üzerinde deney yapılıp yapılmaması hakkında güçlü tartışmalar var ve ben iki tarafın da haklı olduğu hususların var olduğunu kabul ediyorum. Yaşayan herhangi bir canlıya deneylerle eziyet etmek vahşice ama bu yapılmamış olsaydı tıpta hiç bir gelişme olmazdı. Sevdiklerimiz şu an çözümü bulunan birçok hastalıktan ölüp giderken çaresiz baka kalırdık. Bu konuda bencillik ettiğim için beni affedin. Vahşet suçtur ama kontrollü deneylerin yapılması zorunluluğuna da kimsenin itiraz edebileceğini sanmıyorum. Yazarın hayvanlarla yalnız kaldığı dönemi kısaca geçiştirip hikâyeyi kestiğini söyleyebilirim sadece. Kitap baştan sona rahatsız ediciydi ve ben onun tam da bu amaçla yazıldığını düşünüyorum. H.G Wells'in hayalgücü ve zekası bir kez daha hayranlığımı kazandı.

Dr. Moreau'nun AdasıH. G. Wells · Ren Kitap Yayıncılık · 20197,6bin okunma

·

6 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Galadriel