Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

111 syf.
10/10 puan verdi
·
29 saatte okudu
Neydi? Ne oldu?
Üniversiteden çok sevdiğim bir hocam olan
Özgür Sarı
Özgür Sarı
nın kitabını o zamanlar okumuş olmama rağmen, nihayetinde gündemin baş kahramanları olması hasebiyle yeniden okumak istedim. Kitap bir tez çalışmasıdır. Sosyal bilimlerin en önemli özelliği de üzerinde çalışılan konu her neyse yerinde inceleme ve gözlem gerektirmesidir. Nicel ve pozitivist yöntemler yerine daha yorumlayıcı yöntemlerle araştırma yapılmıştır. Buna istinaden Suriye'de Şam ve Halep'te saha çalışmaları da yürütülmüştür. Konu her ne kadar STK gibi toplumsal bir oluşumu ele alsa da bağlı olduğu yönetimi ve uygulama amaçlarını irdelerken aslında bir yerde ülkenin hem milli duruşuna hem de bağımsızlık sürecinde neler yaşadığına da değinmek gerekmektedir. Yavuz Sultan Selimin 1517 yılındaki Mısır seferi sırasında fethedilerek Osmanlı Devletine dahil edilen Suriye toprakları 403 yıl boyunca Osmanlı hakimiyetinde kalarak tarihinin en sakin ve güvenli dönemini yaşadı. Bu durum bölgenin ekonomik ve sosyal anlamda kalkınmasını da beraberinde getirdi. Yaklaşık 300 yıllık süren bu sakin dönem Batılı devletlerinin bölgeye yönelik politikaları ve 19.yy'da Osmanlı Devletinin güç kaybı ile sona erdi. Arkasında herhangi bir destek olmadan adım atamaz hâle gelen bir ülke, liberalleşme sürecinde o desteği tamamen kaybederse, en güçlü ve acımasız olanın başa geçmesi beklenen sonuçlardan biridir. (Hafiz Esad). Bağımsızlık kazanmak uğruna batının gazına gelip de, sonrasında istikrar sağlayamamak tabi ki suçlu olarak Batıyı gösteren parmakları doğuracaktır. Nitekim bağımsızlıkları için türlü türlü oyuna alet olan bir devletin beyin kontrolü başka mercilerde ise, en ufak bir yalnızlıkta ne yapacağını bilemez hâle gelmesi de çok normal. Birlik olma yolunda dini, ırkı, mezhebi araç edinen beyinlerin; vatan için, gerçek bir bağımsızlık için, kendi toprağında yetişen, kendi insanı için hür olma fikri noksan olduğundan, başkalarına kukla olması kaçınılmaz sonuçlardandır. Yani bugünün Suriyesi aslında evvelinden beri maşadan başka bir şey değildi. Kendi tercihlerinin sonucunu yine kendisi ödedi, olan da bölgede yaşayan o insanlara oldu. Eğerki bugün göya "kardeşin kardeşe silah sıktığı, dostun düşmanın belli olmadığı, bu sebepten de tasını tarağını toplayanın çekip gittiği, vatan dediği o toprakları kendi kaderine bıraktığı" bir toplumsal eylem söz konusuysa bu tek taraflı olarak dış mihrakların suçu değildir. Milli bilincin oluşmadığı bir yerde vatandan bahsedilemez, orası sadece bir toprak parçasıdır! Bu bağlamda konu STK lar olunca yani toplum ve devlet arasındaki bağ kurucu faktörün ne kadar yetersiz kaldığını, daha doğrusu rejime aykırı olduğu düşünülen en ufak bir tehditte dahi ortadan kaldırılan kuruluşların ülke içinde hep pasif kaldığını ifade etsek yanlış olmaz. Bu devlete bağlı ama devlet dışı örgütlenmelerin nihai amacı toplumun refah, eğitim, kalkınma, görüş savunma ve belirli gruplara hizmet sağlama olarak tanımlansa dahi, rejim kontrolü özgürlüğün tam anlamıyla hüküm sürmesini engellemiştir. Dışa bağımlı bir ülke olmanın getirdiği sonuç ise bu STK ların yoğun olarak kalkınma odaklı çalışmasına neden olmuştur. Velhasıl darbe yaparak başa gelen Hafız Esad sonrasında koltuğunu oğluna teslim ederek bize gelenin gideni arattırdığı siyasi ve toplumsal bir yapı bırakmıştır. Bugünün Suriyesi aslında dünden belliydi ve ne yazık ki dolaylı yoldan her şekilde bu durum bizi vurdu Osmanlı'yken de Türkiye'yken de...
Suriye'de Liberalleşme Hareketleri ve Sivil Toplum Örgütleri
Suriye'de Liberalleşme Hareketleri ve Sivil Toplum ÖrgütleriÖzgür Sarı · Çizgi Kitabevi · 20114 okunma
·
2 artı 1'leme
·
21 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.