Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

343 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
123 günde okudu
Bizim köyde 1956 yılında yapılmış bir ilkokul binası mevcut. Anemle Babam dahil köyün diğer yaşlı tayfası hep bu okuldan mezundur. Okulda eskiden kadınlar dikiş nakış kursu da görürmüş. Annem'in ördüğü kazak, yelek, atkı, bere, lif, dantel gibi şeyleri bu okulda öğrenmiş. Erkekler ise çiftçilik, ağaç aşılama gibi şeyleri öğrenmiş. Birinci ve ikinci sınıfı bu okulda okuma şerefine nail oldum. Birinci sınıftan beşinci sınıfa kadar hepimiz tek bir oda da ders görürdük. Benim zamanımda sınıfta toplam 24 kişi vardık. Bunların 4 ü 1. sınıf yani biz geri kalanları ise bizim ağabey, ablalarımızdı. Öğretmen 1 saat bize ders verdikten sonra ikinci, üçüncü sınıflara ders vermeye devam ederdi. Böyle sınıfların güzel yanı daha birinci sınıftayken üst sınıfların derslerini de görebiliyorsunuz. İkinci sınıfta akranlarım "Ali ata bak", "Ayşe topu tut" fişlerini heceleyerek okurken ben kitaptaki yazıları okuyabiliyordum. Köy okulu olmasının kötü yanı da sürekli öğretmen değişirdi. Tabi o zamanlar idrak edemiyordum ee daha küçüğüz her hafta bizim öğretmenimiz değişirdi. Tam bir öğretmene alışıyoruz öğretmen de bize alışıyor hoop haftaya başka bir öğretmenle başlıyorduk derse. Kitapta Hocaya takık Durana diye bir it var bizim köyde öyle biri de yoktu neden her hafta öğretmenimiz değişiyordu bilmiyordum o zamanlar. Sonradan öğrendik ki Alevi köyü olduğu için sürekli değişim ile eğitimi aksatıp okuldan soğutmakmış amaç. Gelen öğretmenlerin çoğu da köyümüzü ve bizi severdi biri hariç ona da öğretmen denmez ya. Lavuk yanlış yapan öğrenciyi ölesiye döverdi. Ulan hiç bir veli de hayırdır sen bizim çocuğu niye dövdün demiyordu diyemiyordu. 2 yıllık eğitim sürecinde 20 nin üstünde öğretmen değiştirmişimdir. Yani demem o ki o öğretmenlere noollduu belli deeğğll. Tanrı hökümetimize zeval vermeye sağolsun her ile üniversite yapmışlar lakin o üniversitelere gidecek öğrenci yok. Her ile üniversite yapacağına ilkokul yapsaymış çok daha hayırlı olacaktı. Bu kitapta da Fakir üstadın öğretmenlikte çektiği çileyi anlatıyor. Baktı ki öğretmen ken beni çekemiyorlar bari bende zeneeat değiştirim de öyle yardımcı olayım yurttaşlarıma diyor fakat gene rahat yok gene rahat yok. Godomanlarına kodumun kan emiciler köylünün sırtından zengin olup rahatlıklarını bozan herkese düşman kesilip dünyayı dar etme peşindeler. Lakin Fakir Baykurt pes eder mi? ASLA!! gerekirse Onbirinci köye gider yine davasına devam eder. KİTABI OKUYUN OKUTTURUN!!!
Onuncu Köy
Onuncu KöyFakir Baykurt · Literatür Yayıncılık · 20101,107 okunma
··
48 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.