Gönderi

Yine de, her şeye rağmen, Plymouth'um olsaydı keşke. Bir saat için bile olsa. Nasıl yapıldığını biliyorum. Jenny'yi bir akşam dolaşmaya çıkarırdım. Mümkün olduğunca kibirli otururdum yanında, ellerim direksiyonda, hiç konuşmadan, tek bir söz bile. Plymouth'u konuştururdum sadece. Santa Monica'ya sürer ve denizin yıldızlara eriştiği bir tepede dururdum. Parmaklarımın küçük ve otomatik bir hareketiyle kontrol panelindeki düğmeyi çevirirdim ve makinenin karnından radyonun sesi gelirdi, Bing Crosby'nin vıraklamaları. Güçlü ve sessiz olur, hiçbir şey yapmazdım. Jenny'ye saçlarının başımı döndürdüğünü, yeşil gözlerinin bana, bir süre için bile olsa, öykü ve kurgu gibi sıkıcı şeyleri unutturduğunu söylemeye bile gerek kalmazdı. Her şeyi makine hallederdi; ama bir süre için, bir saatliğine. Olsun, yeterdi. Plymouth ve Bing Crosby, Jenny'nin ruhunu derinden etkiler ve bir süre için her şey iyi olurdu. Çok geçmeden, belki bir saat sonra sıkılcaktım ve kente dönecektik. Jenny herkese Plymouth'u olan bir yazar tanıdığını anlatacaktı. Yazar değil sadece, Plymouth'u olan bir yazar. Çok da önemli değil ama.
Sayfa 77 - ParantezKitabı okudu
·
2 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.