Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

587 syf.
·
Puan vermedi
·
60 günde okudu
80'lerin ülkücü gençliği
Milliyetçilerin kor hâli, çekirdeği, konsantre hâli ülkücülerdir. Bu cümle şimdilerde sağından, solundan bütün ideolojik cephelerin ortak bir istihza ile karşıladıkları gizli bir ittifakın muhatabıdır. Öyle ya ülkücüler; fırsatçıdır, menfaaçidir, aslında korkaktır, zekâları geridir! Ekserisi cahil, kavruk(!) Anadolu çocuklarıdır. Türkiye’de ülkücü tipi; kan emici, ruhsuz, kafası çalışmaz, mafya bozuntusu olarak hiç de gizli olmayan odaklarca yıllardan beri bu kara propaganda ile ilmek ilmek örülmüştür. Siyasî tarih kitaplarında bu insanların samimi hislerine, düşüncelerine bunalımlarına denk gelemezsiniz. Bunun kabaca iki sebebi vardır, diyebiliriz. İlki siyasî tarih kitaplarını yazanlar da ideolojik bakışa sahiptirler. Tamamen tarafsız olmalarını beklemek imkânsızdır. Zaten tarih yazıcılığının da bir ideolojisi vardır. Bu da gayet tabiidir. Hele ki Türk toplumunun siyasî tarih yazarları. Fakat, bu kısım çok tabii değil. Biraz ahlâksızca… İkinci sebep akademik kitaplarda kurgunun aksine duyguya yer verilememesidir. Bunun aksi akademik çalışmanın tabiatına aykırıdır. Elimizdeki kitap 1980 ihtilalinin ülkücü gençliğine içten bakış sunan siyasî bir romandır. Son 10 yıldır dilimize pelesenk olan “eski ülkücü” diye bir tabir var. Bu tabir üstte bahsettiğimiz her türlü insanla düşüp kalkan, fırsatçı, çoğunlukla iktidar yanlısı tiplerin her türlü alçaklıklarına kılıf bulmak için kullanılıyor. Ne demekse ülkücünün “eskisini”, ülkücülüğün kitleleri sürükleyen eski dönemini bu roman betimliyor. Romanı okurken üstteki tip ile taban tabana zıt ülkücü tipi ile tanışıyorsunuz. Kitaptan ülkücünün “eskisini” tarif eden güzel bir pasajla farkı gösterelim: “…Geçen aylar içinde kabuk değiştiriyordu. Bu durumu son günlerde iyice hissediyordu ama özünde çok bir değişiklik yok gibiydi. Değişen dışıydı, kabuğuydu. Sanki içinin tam aradığını bulmuştu. Kendisi bildi bileli içindeki bir şeylerin eksikliğinin farkındaydı. Kalender’le gece muhabbetleri, kırlara tenhalıklara kaçmak ona yetiyordu güya. Yine de hep bir şeyler eksik geliyordu. Doğmak, yaşamak ve ölmek, bu sıradan bir çizgiydi. Doğmak evet, yaşamak tamam ama nasıl? Bu soru yakasına yapışmış da farkında değildi demek ki. Cevabı bulmak için, bir ülküsü olan insan olmak gerekiyormuş. Bu ülkünün içinde şahsi arzulara pek yer yoktu. Rızık bile muhtaç olmamaya yetecek kadar olmalıydı. Ötesi için çırpınıp durulmayacaktı. Asıl çabayı ülkümüz dedikleri toplumun milletin bugünü ve geleceği uğruna göstereceklerdi. İşte kavuştuğu şey oydu, bir bencilden bir idealisti ayıran o incelik o göklere yaraşan muhteşem fark! Onu bulmuştu işte. Uğruna ölmek değildi istediği. O uğruna çalışıp gerekirse heba olmak ama kabullenip bağlandığı o güzelliğin uygulanacak halini görmek istiyordu…” Nerede bu “eski” ülkücü nerede yukarıda bahsettiğimiz ilmek ilmek örülen “eskiler”! Bu kitap tek derdi Türk devleti olan Türk evlatlarının romanıdır. Romanda pek az insandan bahsedilmekle birlikte belki de bu babanızdır, amcanızdır, dayınızdır, tanıdığınızdır. Zîra bu insanlar hâlâ hayatta ve aramızdalar. Olaylar elbette ki gerçektir. Sadece roman türü içinde roman üslûbunda anlatılmıştır. millidusunce.com/gunduz-beyin-de...
Gündüz Bey'in Derviş Militanları
Gündüz Bey'in Derviş MilitanlarıErdoğan Cabbar A. · Akçağ Yayınları · 201819 okunma
·
13 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.