Zorba; adının anlamı gibi dayatan zor kullanan mı burada? Hep öyledir diye canlandırıyordum kafamda, taa ki okumaya başlayana kadar. Bir nevi öyle de diyebiliriz, çünkü istediğini yaşamakta, mutlu olmakta ve kafasına eseni yapmakta diretiyor. ‘İnsan ne zaman insan olacak be!’ diyen bir adamı içime sığdıramıyorum. Hayat hakkındaki çıkarımları, düşünceleri, sorgulayışları, varsayımları, farklı ve sıradan olmayan bakış açıları ve hissettiği gibi yaşama hevesi çok hoşuma gidiyor. Yaşının adamı değil derler ya, yaşın sadece rakamlardan ibaret olduğunu gösteriyor. Bir yerde ‘ben 20li yaşlarımda çok durgunmuşum, yaşlandıkça gençliğimde yapmam gerekenleri yapmaya başlamışım’ diyor ya, tıpkı Benjamin Button gibi hissediyorum onu. Yaşlanması gerekirken gençleşen bir ruh, ruhunun bedenine etkisi.. Bir şeyi ilk defa görüyormuş gibi şaşırıp sevinmesi ve hayran kalması etkiliyor beni; doğada kalıp doğayı anlamayı biliyor olması; karşı duruşunu, asiliğini konuşturabiliyor olması ve anı yaşamayı anda kalmayı, anın gerektirdiklerini yapmayı biliyor olması, ötesini düşünmeden. Ruhu ayaklanıp koşabiliyor her durumda. Okuyunca vurdumduymaz bir tipmiş gibi de gelebilir aslında ama çevresine duyarlılığı, olanlara sessiz kalmaması ve çok kısa süre içinde tanıdığı bir kadın için üzülebiliyor hatta kendini harap edebiliyor olması yaklaştırıyor beni ona bir adım daha. Üzüldüğünde sen bile en az onun kadar üzülebiliyorsun; o kadar içten. ‘Sevgi, ölümü geçer’ dediğindeyse o kadar haklı. Açıkçası Zorba’nın olmadığı kısımlar geçmek bilmedi kitapta, belki de verilmek istenen buydu. Zorba alışverişe gidip bir 15 gün kadar dönmediğinde patronla kalmak çok sıkıcıydı. Dört gözle bekleyen Madam Ortans gibi ben de dört gözle bekledim Zorba’yı. Patron demişken, daha doğrusu kağıt faresi, okurken yaşamayı unutanlardan ve mantıksız yaşayamayanlardan. Okutuyor ama hiçbir şey öğretmiyor o kitaplar, gösteriyor ama yaşatmıyor. Hayatını yaşaması gerektiğini söylüyor Zorba ona sürekli. Ve şunu anladım ki; her insanın hayatına Zorba gibi birisi gerekli. Deli dolu, çılgın, duyarlı, çalışkan, yetenekli, bilge, ağırbaşlı, yerinde duramayan, neşe saçan, umudunu yitirmeyen, karşı durabilen, sevgi dolu… ya da Zorba gibi biri olabilmek bir çok anlamda; ve bunun için de özgür olabilmek gerekiyor, tam anlamıyla, kimseyle bir bağın olmadan.

ZorbaNikos Kazancakis · Can Yayınları · 202016,1bin okunma

·

11 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Büşra Özbek