Bazı kitapları anlatmak çok zor. Çünkü karşı tarafa yansıttığı hisler öyle yoğun olur ki, yazacak kelimeler bulamaz insan ya da kelimeler yetmez...
Şimdi kitabın konusunu nasıl anlatsam sizlere bilmiyorum, bilemediğim içinde böyle bir açıklama getirmek istedim Senden Önce Ben kitabını okuduysanız az çok tahmin edersiniz diyeyim, zaten kitabın kapağı da âdeta duygusal ve depresifim diye bağırıyor.
Hiç hesapta yokken okumaya başladım. Her ne kadar böyle kitapları sevsemde okuyamıyorum. Ciddi okuyamıyorum, çünkü sonunda ne hale geleceğimi ve etkileneceğimi, bu etkininde bir kaç gün süreceğini bildiğim için bulaşmak istemiyorum Şu sıralar hayatımız zaten film tadında, yazsak roman olur. E böyle kitaplar okuyunca da camdan dışarı atasım geliyor kendimi
İki baş karakterimiz var kitapta ama ne karakterler... Collum, küçüklüğünden beri etrafında ki herkese karşı görünmez bir duvar örmüş, o duvarın arkasında yanlızlığıyla izole olmuş bir halde ve bu yaşantısını, hayata karşı takındığı umursamaz tavrı etkilemiş durumda. Fakat bu durum feribotta karşılaştığı hippi bir kadın tarafından yerle bir oluyor, aynı bizim kitap sonunda yerle bir olduğumuz gibi
Lilah, adından anlaşıldığı üzere sevimli, enerji dolu ve yaşamayı daha doğrusu 'hayat kısa' düşüncesiyle anı yaşayan biri. Şimdi bu iki ilginç insanın hayatlarının birleştiğini düşünelim, ne var ki bunda diyebilirsiniz çünkü bende öyle diyordum hatta sonunu tahmin ettiğim halde, etkilenmemek için umursamazca okuyorum demiştim ama kitap umursamadığım yerden vurdu beni...
Farklı bir kitap arayışındaysınız ve bu aralar sizi sarsacak derin bir kitap arıyorsanız, öneririm. Mutlaka alın okuyun! Hatta lütfen alın okuyun, sonra bana yazın beraber ağlaşalım