Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

1691 syf.
8/10 puan verdi
Örnek Peygamber (S.A.V)
Peygamber olarak gönderildikten sonra, Allah yolunda uğradıkları eziyetleri İslam kenti olan Medine-i Münevvere’nin ve iman devletinin kurulmasıyla sonuçlanmasını... Hz. Peygamber’in; cihadını, şirki kökten söküp atmasını,davet yolunu açmasını, saldırılarını ve engelleri ortadan kaldırmasını, müminlere karşı yapılan fitneleri bertaraf etmesini,Peygamber efendimiz(s.a.v)engelleri ortadan kaldırınca İslam daveti engelsiz bir şekilde yoluna devam etmesine eza ve cefanın engeleyememesi Hudeybiye barışıyla sona ermesi... "Muhammedi risaletin amacı islam davetini tebliğ etmekti. Yapılan savaşlarda bu daveti himaye etmek ve kafirleri, dinlerinden dolayı mü'minlere eziyet vermekten sakındırmaktı. Nitekim Mekke müşrikleri ile Şam Hıristiyanları mü'minlere, dinlerinden dolayı eziyet etmiş ve onları fitneye düşürmüşlerdi. Savaş asıl itibariyle meşru değildir. Ancak savunma ve islam davetini himaye etmek amacıyla yapılırsa meşruluk kazanır. Zaten savaşın ilk ve bizzat maksadı da budur." Hudeybiye barışı ile müşrikler, artık müminlere bir şey yapamayacaklarını anlamışlar ve onları yenmekten umutlarını kesmişlerdi. Mü’minlerle savaşmaktan aciz kalmışlardı. Arap Yarımada sında söz, imanın olmuş, İslam çağrısı her tarafa yayılır hale gelmişti... Hudeybiye barışından sonraki dönemi anlatılmıştır. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz, Arap müşriklerinin yanında bir güç oluşturan yahudilerle mücadeleye başlamıştır. Örneğin Mûte savaşının ardından, artık şeytan Araplar arasında tapınılır bir mabud olmaktan umudunu kesmişti... İslamiyet, Arap Yarımadasının çevresinde bilinmeye başlamıştı. Peygamber efendimiz mektuplar, elçiler ve seriyyeler göndererek İslamiyet’i etrafta yayarak bize bu dinin gereklerini yaşayışında ve bize örnek oluşuyla bir dinin nasıl etkisi olduğunu aktırır bizlere. Örnek olarak: "Selam veren bir kimseyi öldürmek doğru değildir. Çünkü İslamiyet, müslümanların sadece müdafaa savaşı vermelerine müsaade etmiştir. Barış isteyen kimseleri öldürmek caiz değildir. Bunu şu ayet-i kerimenin yüksek ifadelerinde de müşahede etmekteyiz: Ey inananlar, Allah yolunda savaşa çıktığınız zaman iyi anlayın, dinleyin, size selam verene, dünya hayatının geçici menfaatini gözeterek: "Sen mü'min değilsin!" demeyin. Çünkü Allah'ın yanında çok ganimetler vardır. Önceden siz de öyle idiniz. Allah size lütfetti (imana geldiniz). O halde iyice anlayın (dinleyin, peşin hüküm vermeyin). Çünkü Allah yaptıklarınızı haber almaktadır." (Nisa: 94) Bu ayet-i kerime, Mecşem bin Cüsame'nin Amir bin Azbat'ı öldürdüğü esnada nazil olmuş ve Peygamber efendimiz Amir'in öldürülmesinden dolayı üzüntü duyarak: 'Allah'ım Mecşem'i bağışlama" demişti. Çünkü Mecşem, haksız yere bir adamı öldürmüştü. Cenab-ı Allah, kulların hukukuna tecavüz eden kimsenin günahını bağışlamaz. Başkalarına tecavüz eden kimseyi affetmez. Amir oğullarının lideri Uyeyne bin Bedir, haksız yere Öldürülen Amir bin Azbat'ın kan bedelini talep etmişti. İfadelerden anlaşıldığına göre bu kan bedelini talep etmesi, Huneyn gazvesine kadar geciktirilmişti. Peygamber efendimiz onun bu talebini uygun görerek elli deve vermek teklifinde bulunmuştu. Medine-i Münevvere'ye döndükten sonra elli deveyi vereceğini söylemiş, Amir bu teklifi önce reddetmiş, ancak bilahare kabul etmişti. Peygamber efendimiz bu diyeti müslümanların Beytü'l-Mal'mdan ödemişti. Bu da yardımlaşmanın en mükemmel bir örneğini teşkil ediyordu. Ayrıca böyle yapmakla haksız yere adam öldürmelerin önüne geçilmiş oluyordu. Maktulün müslüman olmadığı sabit olmakla birlikte Peygamber efendimiz diyetini yine de ödemişti." Son olarak bu kitabı pdf formatında okudum sayfası sayısı azdı o yüzden sayfayı güncellemedim.Hem dikkatimi çekti bazı eksikleri vardı. Misal bir savaş anlatıyor olaylar üzerinden Hz. Peygamberden hadis verilecek ya o kaynak yoktu... Bazı kısa anlatılmış gerçi kendisi bahsetmiş zaten uzatmaya gerek olmadığını...Kitapta kısa olsa güzel bilgiler var. Bir de unutmadan savaş var tarih yok. Yine de okumakta fayda var... Evet şu duayla bitireyim size... 'Allahım taksiratımızı bağışla. Kusurlu olduğumuzdan dolayı bu taksirat meydana gelmiştir. Biz yücelik iddiasında değiliz. Biz hakikatlerin peşine düşmüşüz. Sana yaklaşmayı talep ediyoruz. Yücelik iddiasında bulunmak, bizim gücümüzün üstündedir. Kapasitemizi aşar sen buyurmuşsun ki senin sözün doğrudur: "Allah hiç kimseye gücünün üstündeki şeyleri yükle-mez". Sen de gücümüzün üstündeki şeyleri bize yükleme, bizi affet, bizi bağışla ve bize merhamet et. Allah'ım efendimiz Muhammed'e olmuş ve olan şeyler sayısınca, kıyamete kadar meydana gelecek şeyler sayısınca selatü selam eyle ve ona bereketler ihsan eyle. Sen ne güzel yardımcısın, sen ne güzel dostsun,-sen muvaffakiyet verip doğru yola iletensin. Muvaffakiyetimiz ancak senin yardımınla olur. Gücümüz kadarıyla biz azmimizi biledik. Muvaffakiyeti senden diliyoruz. Senin vereceğin muvaffakiyet, uzağı yakın kılar ey merhamet edenlerin en merhametlisi!' (Amin ecmain).
Son Peygamber Hazreti Muhammed
Son Peygamber Hazreti MuhammedMuhammed Ebu Zehra · Kitabevi Yayınları · 199724 okunma
·
87 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.