Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

196 syf.
·
Puan vermedi
Evreni edebiyatta özetleyen yazar “ olarak anılan Borges “Alef” öykü kitabındaki mistik, allegorik ögeleri bilim kurgu ile ustaca harmanlamış. Kitaptaki öyküler yüzeysel olarak okunduğunda müthiş akıcı ve okuru merakta bırakan bir kurgu içinde soluksuz izleniyor. Ancak derinlemesine irdelendiğinda felsefik içeriğini kavramak bir hayli emek gerektiriyor.  Borges, büyülü paralar, gelecek ve geçmişin iç içe geçtiği çarklar, düşlerden varedilen katiller, yüzyıllardır yaşayan “ölümsüzler” lerden sözeder. Alef ise evrendeki bütün noktaları içeren bir tek noktadır. Bir tek nokta evrendeki bütün noktaları nasıl içerebilir? Bu konuya açıklık getirebilmek için Borges’in Zahir adlı hikayesinden yola çıkabiliriz  İslâmda "Zahir", Allahın 99 adından biridir. Görünen, belli olan, var olandır. Çünkü Allah her yerde vardır. "Bâtin" ise örtülü olan, gizlenmiş olan anlamındadır.Kuran hem zahir açısından incelenebilir hem de batın. Ancak batınî incelemenin bu yönde eğitilmiş kişilerce yapılması gerektiği söylenir. Çünkü kavranması çok güç olan Allah’ın, bilgisizler tarafından incelenmesi onlara yıkım getirecektir. Bu nedenle konunun ancak aydınlanmış, eğitimli kişiler tarafından ele alınması zorunlu olacaktır. Bu bakış açısına Sufiler (sufi = saf, arı) karşı çıkmış batının herkese açık olduğunu ve dileyen herkesçe görülebileceğini söylemişler.  Zahir adlı öyküsünde Borges bir para gördüğünü ve bu paranın aklını başından aldığını söyler. Zahir adlı bu paraya bakınca hummaya tutulmuş gibi olur. Bu para, dünyadaki gelmiş geçmiş bütün paraları içermektedir. (s 94-95)  “Bu para soyuttur. Bu para gelecek zamanları da içinde barındırır. Banliyoda bir gece, ya da Brahms’ın bestelediği bir müzik, haritalar, satranç ya da kahve olabilir. Değişkendir. Önceden kestirelemeyecek zamandır. Zamanın bitimsizliğidir. İnsanın özgür iradesinin simgesidir...”  düşünceleri aklına dolar. Olanları kavrayamayan Borges daha önce bu aydınlanmayı yaşayan arkadaşı Julie gibi delireceğini düşünür. Allah’ın en karmaşık niteliğini görmüştür:  “paranın önce ön yüzünü sonra da arka yüzünü gözümün önüne getirebildiğim zamanlar olmuştu (zahir ve batın) şimdi her iki yüzünü de görebiliyordum. " (Tam aydınlanma) diye öyküsünü bitirir.  Borges için Tanrı bir küre, merkezi her yerde, çevresi hiçbir yerdedir. Geçmiş ve gelecek bitimsizse “ne zaman?” kavramı oluşamaz. Her yaratık sonsuza eşit uzaklıktaysa “nerede ?” kavramı oluşamaz. Bu mantık düzenini sürdürürsek hiç bir kimse hiç bir zaman hiç bir yerde değildir.  Evrenin tüm noktalarını aynı anda birden gören Borges, Alef'te tanrıyı kavramıştır.Alef onun için bütün noktaları içeren tek bir noktadır. Sonsuz ve bitimsizdir. Borges kendini öncesiz ve sonrasız bir nehirde akıp giden bir noktadır. “Son olarak iki gözlem daha eklemek istiyorum; birincisi Alef’in özü ikincisi adı üzerine. Bilindiği gibi Alef İbrani alfabesinin ilk harfidir... Kabala’da bu harf katışıksız hem de sonsuz olan tanrının, En Soph’un başını tarif etmek için kullanılır. Alef’in hem göğü hem yeri gösteren bir insan biçiminde olduğu da söylenir, bu insan aşağıdaki dünyanın yukarıdakinin aynası olduğunu ifade edermiş...”  “Kahire’de Amr camiinin orta avlusunu çevreleyen sütunların birinde tüm alemin olgusunun yattığını bilirler... sütunun yüzeyine kulaklarını dayayanlar kısa bir süre sonra yoğun bir gürültü duyduklarını söylerler; cami yedinci yüzyıldan kalmadır sütunlar da islam öncesi tapınaklardan gelmiştir.” (bütün zamanın dinleri)  “Şu Alef taşın yüreğinde mi. O bodrumda her şeyi gördüğümde Alef’i mi gördüm ve şimdi unuttum mu? Zihinlerimiz elek gibi; unutkanlık içeri sızıyor; ben de aradan geçen yıpratıcı yılların etkisiyle Beatriz’in belleğimdeki yüzünü çarpıtıyorum ve yitiriyorum.” Telekominikasyon kehaneti 1945 yılında yazılan Alef ayrıca, bir telekominikasyon kehaneti olarak yorumlanabilir. İnternet teknolojisi yer, mekan olgusunu ortadan kaldırmaktadır. Bilgisayarının başına oturan herkes (bir nokta) aynı zamanda dünyadaki bütün noktaları içermektedir. İnternet mekân olgusunu da ortadan kaldırmıştır. Bilginin yanı başınızdaki odadan mı yoksa kıtalar ötesinden mi geldiği hiç önem taşımamaktadır.  Bilgi bir “tık” ötemizdedir.  Alef’te Danieri çağdaş insanı şöyle över.  “çağdaş insanı şöyle görüyorum: en gizli, en kutsal hücresine, sözgelimi şatosuna bile kapanmış olsa gene de donanmıştır; telefonlarla, telgraflarla, gramafonlarla, radyolarla, sinema perdeleriyle, göstericilerle, sözcüklerle, tarifelerle, el kitaplarıyla, bültenlerle ...” Danieri böylesine donanmış bir insan için sahici bir yolculuğun artık gereksiz olacağını belirtir.  “Yirminci yüzyılımız Muhammet’le dağın öyküsünü tersine çevirmiştir. Bugün artık dağ çağdaş Muhammet’e geliyor” der 1982 yılında henüz kişisel bilgisayarlar yeni yeni evlerde yerlerini almaya başladığında Borges, dünyanın henüz “Aleflenmediğini” söyler. Yani insanlar bulundukları noktadan henüz evrenin bütün noktalarına ulaşmış değillerdir.  O günlere oranla, bugün Alef'e dünyasına çok daha yakınız.
Alef
AlefJorge Luis Borges · İletişim Yayınevi · 2018723 okunma
··
655 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.