Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

456 syf.
·
Puan vermedi
"Beni Dikkatle Dinle ve Hayat Hikayeme Yakından Bak!"
~Spoiler olabilir~ Merhaba arkadaşlar; Dr. Bruce D. Perry bir çocuk psikiyatristi. Bir telefon görüşmesinde Gazeteci Maia ona bir kitap yazması gerektiğini söylemesi ve Dr. Perry'in buna vakti olmaması üzerine Maia ve Dr. Perry'in röportaj tarzında telefon görüşmeleri ile birlikte yazmaya başladıkları bir kitap. Adını içindeki bir hikâyeden alan bu kitapta Dr. Perry travma geçirmiş, ihmal edilmiş, kötü muamele görmüş çocuklarla yaptıkları çalışmaları anlatıyor. Piskoloji, nöroloji gibi alanlarda da oldukça fazla bilgilerin olduğu bu kitabı her anne babanın, öğretmenin ve çocuklarla iletişim halinde olan her bireyin okuması gerektiğini düşünüyorum. Andrew Vachss bu kitabın tanıtımında şunları söylüyor: "...Yazar bu kitapla türümüzün en derin gizemini keşfetmemiz için bize bir fırsat tanıyor; Bazı çocuklar neden kahraman olur da diğerleri avcı hayvanları andıran sosyopatlara dönüşür." Bu sorunun cevabını merak ediyorsanız vakit kaybetmeden okumaya başlayabilirsiniz. Kitabı okurken zihnimizde bile canlandıramadığımız sahneleri küçücük çocukların yaşadığını ve bunların hayatları boyunca sırtlarında yük olarak taşıdıklarını görmek inanın sadece acı, üzüntü vermiyor hiçbir şey yapamamanın utancını da yaşıyorsunuz. Kitapta ne tür vakalar var diye merak eden arkadaşlar için hikayelerdeki bazı kahramanları kısa kısa tanıttım. Onlar travma yaşamış, ihmal edilmiş, kötü muamele görmüş, sevilmemiş küçücük çocuklar ve tüm bunlara rağmen tekrar hayata yeni bir adım atabilmiş minik kahramanlar. Justin; Köpek gibi büyütülmüş çocuk hikayesinin kahramanı... Kitabın adı bu hikayeden alınmış. Annesi iki aylıkken terk ediyor Justin'ı. Justin'a ilk zamanlar anneannesi bakıyor ama o da kısa bir süre sonra ölüyor. Justin'ın bakımı anneannesinin erkek arkadaşına kalıyor. Arthur köpek bakıcılığı yapan yaşlı iyi bir amca ama daha önce hiç bebek bakmamış, nasıl bebek bakılır hakkında hiçbir fikri yok. Justin'a köpeklerine davrandığı gibi davranıyor. Bir köpek kafesinde karnını doyuruyor, altını temizliyor. Beş sene boyunca Justin o kafeste hiç konuşmadan, oyun oynamadan, dokunulmadan büyüyor. Tam olarak Hanzo filmini andıran bu hikaye film ile tek farkının bu hikayenin gerçek olması. Tina; Daha dört yaşında bakıcısının/komşusunun oğlu tarafından taciz edilmeye başlıyor. Annesi her işe gittiğinde bakıcının oğlu Tina ve iki yaşındaki kardeşinin ellerini bağlayıp onlara tecavüz ediyor iki yıl boyunca... Ne yazık ki annesinin uygunsuz erkek arkadaşları da annesine farklı davranmıyor. Dört yaşındaki Tina şunu öğreniyor tüm erkekler aynı ve tek istedikleri seks. Dört yaşında... Sandy; Üç yaşında küçük bir kız, gözlerinin önünde annesi tecavüz edilip öldürülüyor. Vahşi, Sandy'e de zarar verip ölüme terk ediyor onu. Sandy'in bilinci yerine geldiğinde dolaptan süt alıp içmek istiyor ama içemiyor çünkü Sandy'in boğazı tam iki defa kesilmiş her yudumladığı süt boğazından tekrar dışarıya akıyor... Tam on bir saat boyunca annesinin cesedi ile birlikte kalıyor Sandy... Laura; Dört yaşındaki küçücük bir kız mecazen küçük değil gerçekten küçük sadece on iki kilo... Oldukça yüksek kalorili diyetlerle beslenmesine rağmen vücudu yiyeceklere birer artık gibi davranıyor, yediklerinin hiçbir etkisi olmuyor hatta artık midesine besin pompalayan bir beslenme tüpü bile var. Belki de Laura besine değil de başka şeylere açtır, sevgi gibi, ilgi gibi? Loura'nın annesi onu zor şartlar altında doğuruyor, babası terk ettiği halde o terk etmiyor. Ama unuttuğu bir şey var Laura'ya hiç dokunmuyor, öpmüyor, koklamıyor iç güdüsel olarak yapması gereken şeyleri yapmıyor ve bunun farkında bile değil. Aslında Laura fiziksel sevgiye aç... Leon; O bir katil, iki küçük kızın cesetlerine tecavüz edecek, tekmeleyecek kadar kötü biri... Şimdi olanları düşününce neyi değiştirmek istersin diye sorulduğunda, çizmelerimi atabilirdim belki(yakalanmasına neden olan çizmelerini) diyecek kadar pişkin yaptıklarından zerre pişmanlık duymayacak kadar dünyanın en soğuk kalbine sahip bir çocuk. İşin aslı Leon ihmal edilişini, travmasını nefrete dönüştürmüş. Daha bir haftalıkken annesi onu evde tek başına bırakıp abisi ile parka gidiyor. Leon akşama kadar yalnız başına evde ağlıyor, onunla ilgilenen ona konuşmayı, emeklemeyi öğretecek hiç kimsesi olmuyordu. Sıcaklık ve dokunuştan uzak büyüyor Leon. Kötü doğulur mu kötü olunur mu cevabını burada alıyorsunuz. Amber; Anne ve baba boşanmış. Annenin erkek arkadaşı her içki içtiğinde daha yedi yaşında olan Amber'i istismar ediyor. Amber istismarın ne zaman geleceğini bilmediği için sürekli bir korku ve endişe içinde, bu durumu annesine anlatamıyor ama durumu kontrol altına almak için şöyle bir yol deniyor; Annesinin erkek arkadaşına sürekli içki verip onu kışkırtıyor. böylece normalde olan istismarın belki birkaç katını yaşıyor ama artık geceleri gelir mi diye bir endişesi yok, uyuyabiliyor hatta notları bile yükseliyor! Şöyle anlatıyor başından geçenleri Amber; "Bunu ilk yaşamaya başladığımda, çok korkmuştum. Canım da yanıyordu. Bazen nefes alamıyordum. Kendimi çok çaresiz, ufak ve güçsüz hissediyordum. Anneme söylemek istemedim. Çok utanıyordum ve aklım karışmıştı. O yüzden, o iş olacağı zaman gözlerimi yumup başka şeyler düşünmeye çalışıyordum. Çok geçmeden zihnimdeki güvenli bir yere gidebiliyordum."!!!! Bu durum 9 yaşına kadar devam ediyor. Tüm bu olanlara kalbiniz dayanıyor mu? İnanır mısınız Amber'in de dayanmıyor, duruyor kalbi neyse ki doktorların müdahalesi sayesinde tekrar hayata dönüyor Amber. Peter; Hayatının ilk üç yılını yan yana dizilmiş küçücük karyolalarda 60 diğer bebek ile birlikte bir Rus yetimhanenesinde geçiriyor. Sevgiden, ilgiden, dokunuştan uzak büyüyen bir bebeklik dönemi geçiriyor. Üç yaşında evlatlık ediniliyor ancak yedi yaşına kadar hala dikkat bozukluğu+konuşma bozukluğu olan, durduk yere sallanan ve hala baş parmağını emen sinir krizleri geçiren bir çocuk. Bir de kendi kendine gülüyor (duvardaki adalet yazısına değil zaten ortada adalet yok.) kendi küçük mutlu dünyasında.... Yani dışardan bakıldığında yedi yaşında ama aslında bazı alanlarda hala üç yaşında olan bir çocuk. Aslında Peter'in durumunu anlamak zor değil, "İhmal edilmiş çocukların beyinleri olması gerekenden daha küçük olup, bazı alanlarının daralmasına ve beyinle ilgili birçok işlevsel sorunlar ortaya çıkıyor" Peter Hayatının ilk üç yılında ihmal edilmiş bir çocuk. Bakın Peter ile Doktor Perry arasında geçen bir diyalog: "Boyama yaparken, 'Peter, Rusya'da yaşadığını hatırlıyor musun?' diye sordum.(...) Resim yaptığı eli yavaşladı. Tam ona soruyu tekrar soracakken, yeni bir kağıt aldı ve sayfanın tamamına kocaman mavi renkli bir halka çizdi. 'Burası Rusya,' dedi sayfayı bana çevirip. Sonra, kağıdı tekrar yere koydu, renkli bir nokta çizdi. 'Bu da Peter.' Ona baktım; üzgün olduğu belliydi. Yetimhanede, kimse için özel olmadığını, düzinelerce kimliksiz bebekten biri olduğu yerde nasıl hissettiğini basit bir şekilde anlatmıştı." Acı değil mi? Kitabı okurken onlar gibi başka çocuklarla da tanışacaksınız hepsinin hikâyesi ayrı hepsinin hüznü ayrı. Kitabın kapağında Bir Çocuk Psikiyatristinin Not Defterinden Sıra Dışı Öyküler yazıyor ama aslına bakarsanız bunlar hiçte sıra dışı olaylar değil halen de yaşanıyor ve biz bir şey yapmazsak yaşanmaya devam edecek. Yapılan bir araştırmada kadınların yaklaşık olarak %27'si, erkeklerin de %16'sı yetişkinliklerinde çocukken istismara maruz kaldıklarını belirtmişler, az mı? Bir de belirtmeyenleri, söylemeyenleri, susanları, bu yük ile yaşamaya (!) devam edenleri düşünün. Peki ya insanlar en büyük yıkımı ne zaman yaşarlar biliyor musunuz? Tacize, tecavüze uğradıklarında ya da dehşet verici bir ana şahit olduklarında değil "Sizi sevmesi gereken kişiler tarafından incitilmek, onlar tarafından terk edilmek, güvende olmanızı, değer verilmenizi ve insancıl olmanızı sağlayan teke tek ilişkilerden mahrum bırakılmak..." bu durumlar çok daha yıkıcıdır. Özellikle de çocuklarda. Unutmayın bu çocukların buzdolabı annelerine(Soğuk ve ilgisiz anneler) değil, bebekliklerinden beri onlarla konuşan, sağlıklı dokunuşlar yapan, onları seven, güven ortamı oluşturan ilişkilere ihtiyaçları var. Ve bunlar olmadığı durumlarda beyinleri inanılmaz bir şekilde etkileniyor. Dr. Perry bize ilişkilerin travmaları üzerinde nasıl etki ettiğini şu şekilde anlatıyor; "Bir çocuk ne kadar çok sağlıklı ilişkiye sahipse, travmadan kurtulup sağlıklı bir biçimde hayatına devam etme ihtimali de artar. İlişkiler değişimin aracılarıdır ve en güçlü terapi insan sevgisidir." İnsan sevgisi... son zamanlarda bir hayli uzak olduğumuz bir konu. Lütfen lütfen unutmayın "Çok sayıda ufak olumsuz etkiyi değiştirmek sonradan büyük bir etki yaratabilir" daha fazla uzatmak istemiyorum ne desem eksik kalacak. Kör Olmayın da Görün Bu Çocukları... SEVGİ ile kalın.
Köpek Gibi Büyütülmüş Çocuk
Köpek Gibi Büyütülmüş ÇocukMaia Szalavitz · Koridor Yayıncılık · 20177,4bin okunma
··
5,3bin görüntüleme
Sultannn okurunun profil resmi
O kadar açık ve net anlatmışsınız ki, sanırım ben bu kitabı istesem bile okuyamam. Küçücük çocukların uğradığı şiddeti okumaya kalbim dayanamaz 😔
Şev okurunun profil resmi
Teşekkür ederim hocam, maalesef çok üzüntü verici şeyler var kitapta, hassas ve böyle durumlarla karşılaşan kişilerin kitabı yavaş yavaş geniş bir alana yayarak okumalarını veya hiç okumamalarını tavsiye ederim, sanırım yazar da bununla ilgili bir şeyler yazmıştı ama tam hatırlamıyorum
Nergis okurunun profil resmi
Gerçekten ayrıntılı bir inceleme olmuş Ellerinize sağlık 😊
Şev okurunun profil resmi
Teşekkür ederim hocam, sağ olun:)🌸
Nisâ okurunun profil resmi
Çok güzel bir inceleme olmuş, ellerine sağlık. Okuyacağım kesinlikle :)
Şev okurunun profil resmi
Teşekkür ederim, kitabı bulamazsan haberim olsun:)
3 sonraki yanıtı göster
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.