Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

90 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Merhaba herkes! Nasılsınız nasıl gidiyor? Depremler, patlamalar… Delirmeden nasıl devam ediyorsunuz bana da bir taktik verin lütfen. Enerjimin son anları gibi hissediyorum. Maalesef. Uzun zamandır herhangi bir inceleme yayınlamamıştım. Yaklaşık 7 günlük bir Dante maceram olmuştu. Onun incelemesini yapacak yeterlilik hissim ayrı; kafasında da değilim sanırım. İlahi Komedya hakkında yazılan incelemelerin hiçbirini okumadım açıkçası, aynı şeyi mi anladık, yaklaştık mı birbirimize bilmiyorum. Bir kantoyu 2-3 sefer okuduğum zamanlar olduğu için, ben ne anlamışım, ne kalmış aklımda derdindeyim. Malum küresel sebepler, herkes gibi beni etkiliyor. Şaşkınım evet… Neyse, bu başka bir yazının konusu. Gelelim La Casa de Papel nam-ı diğer Kağıt Ev incelememize. Aslında tam olarak bir inceleme olacak mı tartışır, zaten genelde burada kitap hakkında sohbet etmeyi severim ama bu sefer gerçekten sohbet olacak gibi düşünüyorum (planlayarak yazmadığım için). Kitabın arka kapağında; “kitaplara, okumaya ve aşka dair bir kitap…” yazıyordu. Kitap bitip kapağı kapatınca gördüm yazıyı. Evet doğru, 90 sayfalık kitapta sadece bunlar var. Kağıt ev gerçekten kağıt ev bu arada bir metafor yok, kitaplardan yapılmış, kolon olmuş, duvar olmuş ev. Kitaplara ve okumaya duyduğu bu saplantı, bu ağır patolojik durum bana umarım bir şeyi bu kadar sevmem ve sapkınlığına düşmem diye düşündürmedi de değil. Alakası tartışılır ama S. Ali’nin sevdiğim bir cümlesi vardır; “seni deli gibi değil gayet aklı başında seviyorum”. Böyle sevmeyi ya da adanmayı tercih ederim sanırım. Ya da bilmiyorum herkes akıl uçurucu bir aşkı deneyimlemek ister. Ama risk de almak istemez… işler karışacak burada! Kitapta altını çizdiğim çok yer oldu ama ilk sayfada Emily Dickinson’un kitabını okurken araba altında kalan bir kızdan bahsediliyor ve beraberindeki paragrafta diyor ki: “kitaplar insanların kaderini değiştirir.” Sonuna kadar katılıyorum. İleriki sayfalarda da şöyle bir yazıya denk geldim: Yıllar boyunca kitapların masa bacağı yahut üst üste dizilip üstlerine bir örtü serilerek komodin işlevi gördüklerine tanık oldum; pek çok sözlük asıl amaçları için kullanıldığından daha çok, ütü ve düzleştirici olarak kullanılmıştır ve hiç de az değildir içlerinde mektuplar, banknotlar ve sırlar saklayan, raflara gizlenmiş kitapların sayısı. “insanlar kitapların kaderlerini de değiştirir.” Koleksiyoncular ve istifçilerin, sağlık ve ruh durumları hakkında daha evvel makaleler okumuştum ama kitabı okuyunca bu kitap bağlamında bir makale yazmak geldi içimden. O derece! Arada bir yerlerde evdeki kütüphanenizi, içindeki kitapları, kitap fetişizmini ve buna benzer pek çok şeyi sorguluyorsunuz. Okumaktan da sahaflarda geze geze kitap almaktan da ayrı keyif alan biri olarak sanırım hassas ve hasta noktamın kitaplar olmasını istemezdim. Son bir alıntı ve şiirle bitireceğim. Şiir malumunuz üzere Emily Dickinson’ın internette bulduğum bir şiiri olacak: * “büyükannem ne zaman yatakta kitap okuduğumu görse bana; ‘bırak şunu kitaplar tehlikelidir’ derdi. Yıllarca bunu onun cehaletine verdim, ama zaman Alman büyükannemin bilgeliğini kanıtladı. * Bir kalbi kırılmaktan koruyabilirsem Yaşamış olmayacağım boşuna Bir hayatı acıdan kurtarabilirsem Bir ağrıyı dindirebilirsem ya da Ya da bayılan bir ardıç kuşunu Koyabilirsem yeniden yuvasına Yaşamış olmayacağım boşuna. Keyifli okumalar.
Kâğıt Ev
Kâğıt EvCarlos María Domínguez · Jaguar Kitap · 202012,3bin okunma
··
11 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.