Susanna Clarke’ın kaleme aldığı “Jonathan Strange ve Bay Norell” serisini dün bitirdim ve çok etklendim. Kitabın konusu hakkında bir iki cümle etmem gerekirse 19. yüzyıl İngiltere’sinde ortaya çıkan Bay Norell ve Jonathan Strange adında iki büyücünün artık akademik olarak incelenen fakat tecrübe edilmeyen / edilemeyen eski, kadim İngiliz büyüsünü tekrar canlandırmaya çalışmaları yahut da canlandırmaları diyebilirim. Lakin her ne kadar ben bu kadar basit bir şekilde ifade etmiş olsam da kitap ve içerdiği dünya hiç bu kadar basit değil aksine oldukça detaylı. Laf aramızda bazen fazla detaylı. İçerdiği dipnotlar yazarın yarattığı dünyaya dair çok güzel ve heyecan uyandırıcı bilgiler içeriyor ve dünyasının ayaklarının yere basmasını sağlamaya çalışıyor ama hikaye akıp giderken ve hız kazanmışken bir dipnotun karşınıza çıkması ve onu okumanız hikayeden sizi koparabiliyor. Kaldı ki bazı dipnotlar iki, üç sayfaya yayılmış bilgileri içerebiliyor. Açık söyleyeyim, böyle hız kazandığım yerlerde dipnotları okumadan geçtim ve hikayeye odaklandım. Kitabı nasıl bulduğuma geçersek ilk iki kitaba kıyasla son kitabın beni çok etkilediğini söyleyerek başlayayım. Yazar sanki ilk iki kitabını baş karakterlerini anlatmaya ayırmış. Hatta kitapların isimleri bile öyle. Her ne kadar kapaklarında böyle bir adlandırma yapılmamış olsa da birinci kitabın ilk sayfasında “Bay Norell”, ikinci kitabın ilk sayfasında ise “Jonathan Strange” yazıyor. Üçüncü kitabın ismini gördüğümde ise heyecanlanmamak mümkün değildi. Bu ismi şu an burada vermemin sürpriz bozmanın ötesinde kitaba dair hiçbir bilgisi olmayanlar için hiçbir anlam ifade etmeyecektir. Lakin kitabı okumaya başlarsanız da hemen bu isme bakmamanızı öneririm. Bekleyin. Peki bu ilk iki kitap sadece karakterleri anlatıp bütün esas hikayeye üçüncü kitapta mı yer veriliyor? İlk iki kitapta kayda değer bir şey yok mu? Kesinlikle hayır ama üçüncü kitap malum ilk iki kitapta olan tüm düğümleri çözen kitap olduğu için ve bence (kusursuz olmasa da) oldukça tatmin edici bir şekilde çözdüğü için ilk iki kitaba kıyasla daha çok sevdim. Daha çok sevmemin nedenlerinden biri de ilk iki kitaba kıyasla daha epik, destansı olmasıdır belki ve bu bence güzel. Çünkü hikayede (üç kitabı da kastediyorum) sıklıkla epik sahneler, olaylar gerçekleşseydi bu bende bir kanıksama oluşturur ve final kitabında beni bu denli etkilemezdi zannederim. Bu olayları ve sahneleri Yazar Susanna Clarke çok tadında ve oldukça da stratejik kullanmış. Bu da hikayeyi çok lezzetlendirmiş. Kitap fantastik eserler seviyorsanız, farklı bir lezzet arıyorsanız kesinlikle okumanızı tavsiye ettiğim bir kitap. Öte yandan fantastik edebiyatla ilgili değilseniz ama düklerin, sörlerin, lordların yer aldığı tarihsel romanları seviyorsanız da tavsiye ederim çünkü tasvir ettiği 19. yüzyıl İngiltere’sini okumak da bir o kadar keyifli. Ha! Ayrıca, BBC’nin aynı isimle uyarladığı bir dizi de mevcut ancak diziyi izlemeden evvel kitabı okumanızı tavsiye ederim. Çünkü dizi kitapta olan olayları hem yer yer çok hızlı anlatıyor (neyin neden olduğunun cevabı dizide yer almazken kitapta yer buluyor) hem de kitaptan oldukça farklı sahneler içeriyor (özellikle de final bölümü). Dizi kötü bir dizi olmasa da kitabın kat be kat iyi olduğunu söyleyebilirim. Tabii dizinin birkaç bölümünü izleyip, yaratılan dünyayı sevip sevmeyeceğinizi değerlendirip kitaba bu değerlendirme sonrasında da şans verebilirsiniz. Karar sizin elbette ancak bence kitap diziye bir göz atılmadan da başlanmayı hak ediyor.

Jonathan Strange ve Bay Norrell 1Susanna Clarke · Alfa Yayıncılık · 2016121 okunma

·

141 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Hacivat Çelebi