Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

160 syf.
5/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Zürcher'in modern Türkiye'nin doğuşunu özetlediği bir başlangıç makalesiyle başlayan kitap Türk ve yabancı tarihçilerin makaleleriyle devam ediyor. Kitabın kendi içinde çok fazla çelişki barındırması dışında oldukça yüzeysel ve kişisel çıkarımlarla Türkiye karşıtlığını işlediği görülüyor. İttihat terakki'nin Ermeni Tehciri sırasında tüm önlemleri devlet olarak aldığını ancak hiçbir şekilde uygulamadığını belirtirken mesnetsiz iddialarda bulunuyor. Talat paşanın bölgeyi tamamen türkleştirmeye çalıştığı iddiasını Kürtlerin neden tehcir edilmediğini açıklamadan çürütüyor mesela. Rum ve Ermenilerin savaş durumundaki bir ülkenin en büyük tehditi olduğundan bahsedemiyor. İsyanlara değinirken Kürt isyanlarının bütün demografik yapısını incelerken nedense Ermeni ve Rum isyanlarından bahsetmiyor. Ermeni Tehcirinin ırak suriye ayağına hiç girmiyor, çünkü oradaki veriler çarpıtılamayacak kadar ortada. Cemal Paşa'nın Ermeniler için çalışmalarını görmezden gelemez. Kitapta üç yüzden fazla kaynak belirtilmiş ama bir tane bile Hilali Ahmer veya dönemin Alman doktorlarının raporları yok. Ermenileri tamamen Türk ve Kürt Müslümanların öldürdüğü gibi akıl dışı ifadeler var. Neden akıl dışı olduğunu dönemin kızılayının raporlarından rahatlıkla anlayabiliriz. Hastalık ve açlık o dönemin en büyük katiliydi ve koca bir savaşın en büyük aktörlerinden Osmanlı'da 460 bin askerin 400 bini hastalıktan öldü. Yani 800 bin Ermeniyi öldürmek için gereken savaş durumunu hayal edin. Ermenilerin yolda saldırıya uğramadıklarını iddia edemeyiz ama ölenlerin çok büyük çoğunluğu hastalıktan öldü. Dönemin sağlık kuruluşlarının raporlarında ve Cemal Paşa'nın askeri raporlarında tüm bunları rahatlıkla görebiliriz. Kürt isyanları konusunda yaptıkları çıkarımlardan bana katkı sağlayan tek şey Kürtlerin bölgede Ermenistan'ın kurulmasını istememeleri, ülke Ermeni ve Yunan tehlikesini atlattıktan sonra bölgesel özerkliğe razı olup daha sonra iran ve ırak kürtleriyle birleşip Kurdistan ı kurma amacı taşıdıkları oldu. Bu güçlü iddia Koçgiri ve Şey Sait ayaklanmaları ile desteklense de Kürtlerin aslında Kemalist bir düzen istemediği ve aşiret ağalarının topraklarının güçlü bir otoriter devlet tarafından tarım reformuyla el konulması tehditiydi. Dersim bölgesinin kürt ve alevi yapısını koruma iddiası da tamamiyle yalan, bölge kaçakçılık ve eşkıyalıkla yönetilen bir bölgeydi. Hiçbir devlet otoritesi işlerine gelmezdi. Bir tarih kitabı yazarken makaleleri kullanmak etkileyici bir yöntem olabilir ancak kaynaklar arşiv değil de başka bir tarih kitabıysa o kitabın iddiaları değerini yitiriyor, bu kitap da öyle bir kitap.
İmparatorluktan Cumhuriyete Türkiye'de Etnik Çatışma
İmparatorluktan Cumhuriyete Türkiye'de Etnik ÇatışmaErik Jan Zürcher · İletişim Yayıncılık · 201466 okunma
·
62 görüntüleme
Bu yorum görüntülenemiyor
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.