XIX.yüzyılın sonlarına doğru Fransa’da,Yahudi bir subayın,Yüzbaşı Alfred Dreyfus’un haksız yere casuslukla suçlamasıyla Dreyfus Davası ortaya çıkmıştır.Bu dava hukuk ve ayrımcılığın yanı sıra aynı zamanda ordu ve yargı olmak üzere ülkenin tüm kurumlarını sarsan toplumsal bir dava olmuştur.Dava tam on iki yıl sürmüş ve Dreyfus’ün aklanmasıyla sonuçlanmış.Bu dava güç dağılımı,kilise ve devlet işlerinin ayrılması gibi sarsıcı önlemlerin alınmasına ve milliyetçilerle antimilitaristler arasında uzun süreli bir çatışmanın doğmasına sebep olmuş.Emile Zola,13 Ocak 1898 günü L’Aurore gazetesinde,Fransız Genelkurmay’ına yönelik “Suçluyorum” başlıklı açık mektubunu dönemin Cumhurbaşkanına yazmıştır.Yapılan haksızlığa karşı susmayıp savunan Zola bu kez kendisi iftira etmekle suçlanıp yargılanmıştır.Kitabın çevirisinde Dreyfus olayından öncesi ve sonrası adlı iki küçük bölüm de yer almaktadır.Kitabın öncesi bölümünde olayın nasıl çıkıldığına dair bir bilgilendirmeye yer verilmiş.Olay;hem Paris’teki Alman Büyükelçiliği’nde hizmetçi hem Fransız haber alma örgütünde gizli ajan olarak çalışan Madam Bastian’ın yırtılmış olarak Alman askerlik ataşesi Yarbay Maximilien von Schwarzkoppen’in çöp sepetinden alıp getirdiği öne sürülen bir mektupla başlar.Bu mektubun içerisinde Fransız ordusunda ki yeni düzenlemelere ilişkin bilgiler içerir.Bu mektubun kim tarafından yazıldığının anlaşılması için 27 eylül 1894’te Savaş bakanı General Mercier’in önüne mektup gelir.Bu mektuba göre bakanlıkta görevli bir subayın elinden çıkmış olabileceği üzerinde durulur.Kuşku duyulan dört subayın arasında mesleğinde çok başarılı ama sırf yahudi kökenli olduğu için yüzbaşı Alfred Dreyfus öne çıkarılır.Zola’nın sık sık mektubunda bahsettiği Binbaşı Du Paty de Clam,konuyu araştırmakla görevlendirilmiştir.Binbaşı bu olay için iki uzman görevlendirir.Bunlardan biri Yahudi karşıtıdır,mektubun içindeki yazının Dreyfus’un elinden çıktığını kesinler.Bunun üzerine Dreyfus ne ile suçlandığını bile bilmeden tutuklanır.Bu olayı dürüst bir subay olan,Georges Picquart ortaya çıkarır.Ama susturulmaya çalışır.Dreyfus’un üzerine atılan iftira üzerinde yavaş yavaş yazılar yayımlanmaya başlar bunun üzerine gerçek suçlunun Esterhazy olduğu konusunda tanıklar gittikçe artar kendisi yargıç önüne çıkarılır üç dakika içinde oy birliğiyle aklanır.Zola haksızlığa karşı susulması gerektiğini din,dil ayrımcılığının üzerine çok cesurca yazdığı bu mektubunda susanlara tokat gibi cevabını yapıştırmış.Umarım herkes Zola gibi haksızlığa karşı böyle cesur olur. İncelememi kitaptan şu alıntıyla sonlandırıyorum; “Gerçek toprağın altına kapatıldığı zaman,orada öyle bir toplanır öyle bir patlama gücü kazanır ki,patladığı gün her şeyi kendisiyle birlikte havaya uçurur.”

SuçluyorumEmile Zola · Can Yayınları · 20214,916 okunma

·

2 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Elif