Uzaylı bir prensin yaşam öyküsü, yazarın belirttiği gibi %90 gerçekliğe dayanan(özellikle olayların akışı ve karakterler kısmı gerçeklik kısmıdır), gerisi de öyküselleştirilen, derin-köklü araştırmalarla bezeli bir hikaye kitabı olarak sunulmaktadır. Kitabımızın %90 gerçekliğe dayanan kısmında yazarın teori ve varsayımları da mevcuttur ki bu kısmın aslında Anunnaki ırkı üzerine araştırma kitabı olan Anunnakiler adlı yazarın diğer kitabında yorumlamalarımı yapmıştım. Bu kısma bu kitapta da devam edilmesi sebebiyle bir iki ekleme daha yapmalıyım. Yazar, son derece hassas-araştırmacı kişiliğini bu kitapta da okuyucuya göstermiştir, bununla birlikte okuyucuyu, evrende sadece Dünyalı ırk(homo-saphiens) ve Niburu dan gelen Anunnaki ırkı olduğu gibi bir algıya düşürmektedir ki, diğer yıldız sistemleri ve/veya gezegenlerde yaşayan ırklar -belki de- yok kabul edilmektedir. Dünyada ne varsa, her ne oluyorsa bir Anunnaki parmağı olduğunu net bir şekilde savunmaktır, bunu da Sümer tabletlerindeki "Biz neye sahipsek, efendilerin lütfuyla yaptık" sözlerine bağlanmaktadır. Konu ile bağlantısız olan bambaşka bir Irk-soy olan Atlantis Irkını bile Anunnaki Anu oğlu Enki ile ilişkilendirmektedir. Enki'nin Thoth ile birlikte Atlantislileri kurduğunu, geliştirdiğini söylemektedir. Dünya dışı zeki varlıklar üzerine araştırma yapan bir kişinin bu kadar Anunnaki takıntısını anlamak mümkün değil. Sümer tabletleri, diğer çeşitli yazıtlar, destanlar efsaneler, evet bizlere Anunnakileri işaret ediyor olabilir buna sözümüz olamaz, kanıtlı ve delilidir, ancak bir diğer yandan diğer ırklarla ilgili de kanıtlar fazlasıyla mevcuttur. Öyküsel kısımdaki yorumlarımıza gelecek olursak; yazarın öykü dilini biraz zayıf bulmaktayım, elbetteki zamanla geliştirilecektir, ancak bazı yerlerde hızlı geçişler ve atlamalar mevcut. Sayfa 77 de Enlil in oğlu Sin doğmuşken tam 6 sayfa sonra Sin, bir gelişen olayla ilgili kurulan meclise üye olarak kabul ediliyor, söz hakkı doğuyor. - Unutmamak lazım ki teoriye göre Anunnaki ırk bebekleri, dünya ırk bebeklerine göre genetik farklılıklar sebebi ile daha yavaş gelişim göstermektedir.- Bazı yerlerde yapmıştı-etmişti-olmuştu gibi kısa cümlelerle biten paragraflar, ilgili kısımları okurken atlama isteği uyandırıyor. Öyküde bazı yerlerde basit ve dünyevi bakış açısı ise böyle Uzaylı Bir Prensin Yaşam Öyküsü isimli bir kitaba yakışmayacak cinsten. Kısa bir örnek vermek gerekirse ; öykümüzün ana kahramanı RA, Mars'ta görevlendirilmesi sonrası dünyada kullandığı hava aracını Tutanak ile teslim edip, gezegenler arası seyahat edeceği aracına geçmektedir. Bu kadar ileri teknoloji kullanan bir ırkın tutanakla hava araçlarını devir-teslim etmesi, belki de onlarda bir Steve Jobs'un olmaması ile ilgili bir ironidir. Bu kadar yaptığımız eleştiriye rağmen 7/10 gibi yüksek bir oran vermemin sebebi ise yiğidi öldürüp hakkını yememek ile ilgilidir. Elbette eleştirilerimiz olacaktır, bu gelişim için önemlidir. Ancak yazarın araştırmacı kişiliğine, - kitapta farkedildiği üzere bir çok konuda bilimsel destek alınmış- bu konudaki yoğun emeğine, çalışmalarına ve mesaisine olan sonsuz saygımızdan olmalıdır. Bu türde yazılan - gerçekçilik-kurgu bağlamında - kıymetli bir eserdir. Bu tür kitapların artması dileğiyle..

Amon RaGök Türk · Mavi Kalem Yayınevi · 2014112 okunma

·

93 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Barış Mert