Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

176 syf.
10/10 puan verdi
Kim bilir, belki de sen gıybetini ettiğim kusurundan çoktan tevbe ettin de, söz verdiği gibi, kötülüğünü sevaba dönüştürdü Rabbimiz. Ama ben senin terk ettiğin günahla, senin terk etmekle sevap kazandığın kusurla, üstelik ben işlemediğim halde, hâlâ günah kazanmaya devam ediyorum. * Allah’ın kulunun olmadığı yerde, hep Allah’ın olduğunu bilerek susar takva sahibi. Kulunun hatırını değil, Rabbinin hatırını sayar. * Mümin izzet sahibidir… Müminlerin yokluğunda, onların işitmesinden hoşlanmayacağı şeyleri söylemeyecek kadar izzetini dokunmaz bileceksin. * Kulunun, yüzüne söylendiğinde iğrenç bulacağı şeyi, onun yokluğunda söylenmesini iğrenç bulduğunu söyleyen Rabbimin huzurunda nasıl söylerim? * Fısıltıyla konuşmak, “Sana söylediğimi, sırf sana söylediğimi kimseler bilmesin.” Demektir. Hem ben söylerim, hem de “Ben söylemiş olmayayım.” Derim. Hem ben duyururum, hem “”Benden duymuş olma!” demeye getiririm. Senden iki yüzlü oyunuma katılmanı istemeye hakkım var mı? Senin de iki yüzlülük oyununda oynamaya hazır olduğunu varsaymam, en başta sana hakaret değil mi? * Gıybet ettiklerimle birlikte oturduğumda, ben “sadık olmayan” birileriyle oturuyorum. Gıybet ettiklerimin yanında oturduğumda, onları “sadık olmayan” biriyle, yani benimle oturtuyorum. * Gıybet etmemek üzere her sustuğumda, Allah’ı zikretmiş olacaktım. Üstelik hiç dudağımı kıpırdatmadan, kendime ve dostlarıma “Burada Allah var!” demiş olacaktım. * Nefesimi gıybet için harcamaya yeltendiğim anda susuverseydim, hiç nefes tüketmeden “Allah bilir. O Alim’dir…” diyebilecektim. O’nu anacak ve O’nun tarafından anılacaktım. * Müminin gıybetini yapamam. O yoksa yokluğunda iman ettiği/ emniyet ettiği Allah’ı var. * Mütevekkilin gıybetini yapamam. Çünkü o yoksa, onun Vekil’i var, Vekil diye tevekkül ettiği var. * Gıybet bir nefret eylemidir; sevgiye ve barışa yönelik değildir. Hedeflediği kişiyi, aciz ve savunmasız olduğu halde yakalar, ezmeye kalkar. Elini kaldıramayan, sesini çıkaramayan artık bir “ölü” gibi olmuş kişiyi, başkalarının gözünden düşürmeye kalkar. * Kendisini Allah’a, yani Sanatkârı’na nispet ederek tanımlayan her insan azizdir, kerimdir. Maddesinden ibaret değildir. Etten, kemikten fazlasıdır. Duymadığı yerlerde kötülükleri anılacak kadar sıradan değildir. Bulunmadığı odalarda hiç sayılacak kadar değersiz değildir. Görmediği köşelerde adam yerine konulmayacak kadar sahipsiz değildir. * Kulunun her hatasını Settar ismiyle örten, her günahını Gafûr ismiyle silen, bütün yarattıkları gibi kullarının da başka gözlere her daim güzel görünmesi için onları edebe çağıran, rahmetiyle terbiye eden, temiz fıtratla donatan, bizim de inandığımız, iradesine boyun eğdiğimiz, dilediğine rıza gösterdiğimiz Allah’ın iradesine karşı durarak; kulunun kusurlarını, eksiklerini açığa çıkarmak, günahlarını ortalık yerde anlatmak bize düşmez. * Gıybetçi akıllıca bir iş yapmış olmaz, çünkü doğru olan sözünü, doğru olmayan bir usulle, arkadan konuşarak, dinlemesi gerekmeyenlere dinleterek yanlışlaştırır. * Ben hata etmişim ey Rabbim. Nefsimin şerrinden kollayamamışım kendimi. Bundan böyle kalbimi kötü zanlardan, aklımı ayıpları araştırmaktan, dilimi gıybetten salim eyle ey Selâm! * Gıybet ederek gizlice kibirlenişimi, kusurları hep başkalarına yakıştırırken farkına varmadan şeytana yoldaş oluşumu bağışla ey Cebbâr! * Sen işitmiyormuşsun gibi dilimi değdirdiğim savruk sözler için, nefesime doladığım gıybetler için, dudaklarıma aldığım yalanlar için özürler diliyorum ey Rabbim!
Söz Yangını
Söz YangınıSenai Demirci · Timaş Yayınları · 2008632 okunma
··
134 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.