Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

136 syf.
10/10 puan verdi
·
18 saatte okudu
Anglosakson edebiyatının en eski destanı olarak bilinen Beowulf'u sonunda sakin kafayla, tadını çıkararak okuma fırsatı bulabildim. Geçtiğimiz senelerde İngiliz Edebiyatı derslerim için bu destanı derinlemesine okuyup analiz etmiştim, ama dediğim gibi zevk için okumam bugünlere kısmet oldu. Beowulf 8. yy'da kim tarafından yazıldığı bilinmeyen epik bir destandır, dili eski İngilizcedir ve modern İngilizce'ye Seamus Heaney tarafından çevrilmiştir. 3182 dizeden oluşan bu şiir, adı üstünde Beowulf adlı halk kahramanının mucizelerini konu alır. Anglosakson edebiyatında karşılaşmamıza rağmen olay yeri İskandinavyadır, hatta Danimarka kralı Hrothgar'ın sarayında geçer çoğunlukla, ve Beowulf Geatlerden (Got diye de geçer) bir Kuzey Cermenlidir. İçeriğe dalmadan önce destanların genel özelliklerinden bahsetmeli biraz. Edebiyatta 3 tip kahraman vardır: Epik, Romantik ve Trajik. Bu kahramanlar tarihin belirli dönemlerinde ortaya çıkmıştır ve doğal olarak o dönemlerin karakteristik özelliklerini taşırlar. Romantik kahramanlar 18. yy'da Romantizm akımının etkisiyle ortaya çıkmış ve çeşitli normları reddedip kendi doğrularına ve yanlışlarına sahip tipler olarak edebiyatta yer edinmişlerdir. Trajik kahraman fikri Aristo'nun tragedyalarından doğmuştur, bu kahramanımız "iyidir", soylulardan gelir ve Hamartia ve Hubris dediğimiz tipik özelliklere sahiptir. Mesela Oedipus trajik kahramanlara çok güzel bir örnektir. Epik kahramanlar Yunan Arkaik döneminde ortaya çıkmışlardır ve kahramanlar arasında en popülerleri olmuşlardır, savaşları ve başarıları nesillerce dillere destan olmuştur. Beowulf da epik bir kahramandır. Epik kahramanların belirgin bir özelliği de fiziksel güçleriyle değil de zekaları ve pratiklikleriyle öne çıkmalarıdır. Beowulf dışında Kral Arthur, Akhilleus ve Odysseus da epik kahramanlara örnek gösterilebilir. Epik destanlarda bir sistem vardır, karakter tanıtılır, karakterin orada bulunma amacı belirtilir -ki bu genelde kötü biriyle savaşma gereğidir- ve sonra karakter yavaşça güçlenmeye başlar. Bu sakin yükseliş birtakım çatışma ya da küçük bir savaşla gözler önüne serilir genel olarak, bunun amacı okuyucuyu büyük savaşa hazırlamak ve karakterin aslında ne kadar güçlü -fiziksel olarak olmasa da- olduğunu göstermektir. Tepe noktasına ulaşıldığında -peak yapıldığında- karakter olabileceği en güçlü seviyededir, destanın ana kötü kahramanını alt etmek üzeredir ya da etmiştir ve bunun verdiği şeref ile karakter kendini "layık" hissediyordur. Kötü karakter öldüğüne göre yapılacak çok bir şey kalmamıştır, tepe noktasından düşüşe geçilir. Kahramanımız halk tarafından sevilir, sayılır; onun için adaklar adanır, anıtlar dikilir. Kısa da olsa mutlu bir hayat sürer; unutmayın, epik kahramanlar, görevlerini yerine getirdikten sonra çok yaşamazlar. Hayatlarındaki tek amacı gerçekleştirdikten sonra yaşamalarının çok da anlamı yoktur zaten. Ve kahramanımız ölür; mutlaka ölür. Kral Arthur, Akhilleus, Odysseus... Buradan sonrasında spoiler var, eğer destanı bilmiyorsanız burayı atlayabilirsiniz, heyecanınızı kırmak istemem. Bunları neden anlattım? Beowulf'un özgünlüğünü tanıtabilmek için. Beowulf epik bir destandır; evet, ama yukarıda belirttiğim sistem Beowulf'ta yoktur. Destan, Grendel'le başlar, oysa Grendel ana kötü karakterdir ve onun alt edilmesi, epik kahramanımızın "peak" noktasında yaşanmalıdır, değil mi? Değil. Beowulf epik destanlara dair bildiklerimizi baştan yazmamıza sebep olacak bir örgüye sahiptir, tepe noktasından başlar ve yavaşça alçalır. Beowulf'u diğerlerinden ayıran en önemli özellik de budur aslında, alışılmışın dışındaki şemasıdır. Destan öyle bir şekilde yazılmıştır ki normal romanlarda 100-200 kelimede anlatılacak ölümler, bu destanda 2 dizede söylenir ve geçilir. Bu yüzden sık sık bu destanın daha uzun olması gerektiği yönünde eleştiriler yapılır ama olay bundan ibarettir, bazı gelişmeler diğerlerinden daha az ya da çok önemli değildir ki anlatıldığı kısımdan paha biçelim. Yazar için hepsi eşittir, Grendel'in ölümü de Grendel'in annesinin ölümü de, hatta Beowulf'un ölümü de. Yani... anlayacağınız, Beowulf böyle ezberleri bozan bir karakterdir, çok düzdür, tekdüzedir, sıradan bir kahraman gibi bir amacı olan ve o amaç için yolunda sendelemeden ilerleyen biridir aslında; ama bunların bize aktarılış şekli o kadar havalıdır ki Beowulf gözünüzde tanrılaşır. Bu kaçınılmaz bir durumdur. Gerek incelerken gerekse zevk için okurken çok keyif aldım, sık sık durulup şiddetlenen yazış biçimi gerçekten etkileyici. Mecazlar, dolaylı anlatımlar... bu destanın kimin ağzından çıktığını, ilk kimin anlattığını bilseydik, edebiyat çok daha farklı şekillenebilirdi. Yazıya geçirilip çeviri aşamasında aralara dini elementler sıkıştırılmış olsa da Beowulf özgünlüğünden hiçbir şey kaybetmemiş bir şekilde, Anglosakson edebiyatının en önemli destanlarından biri olmaya devam ediyor. Umarım okuduklarınızla sizi biraz etkileyebilmişimdir ve hala okumadıysanız Beowulf'u okumayı göz önünde bulunduruyorsunuzdur. Keyifli okumalar.
Beowulf
BeowulfAnonim · Yapı Kredi Yayınları · 2017638 okunma
··
605 görüntüleme
Homeless okurunun profil resmi
Kitabı okurken bazı bölümleri anlamlandırmakta güçlük çektim. Bitirdikten sonra oluşan ''ee ne anladın?'' kısmı azıcık boşluk kalmıştı açıkçası. İncelemeniz epey faydalı oldu teşekkür ederim. Kazım Taşkent Serisi olmasa nice eserlerden mahrum kalacaktık kim bilir. Emeğinize sağlık.
ghost okurunun profil resmi
Okuduğunuz için ben teşekkür ederim. Dediğiniz gibi, diğer destanlara alıştıktan sonra Beowulf'tan da aynısını beklediğimiz için ilk okumada beklentiyi karşılamayabiliyor, ama onun güzelliği de burada yatıyor sanırım. Gerçekten de Kazım Taşkent serisi iyi ki var, bunlardan mahrum kalmak istemezdim. :)
2 sonraki yanıtı göster
Psyche okurunun profil resmi
Beowulf'suz İngiliz Edebiyatı'na dalmak olmaz mı? :) Kitap benim de listemde, üstelik bu konuda iki gündür eklediğiniz diğer kitapların tanrıçası
İngiliz Edebiyatı Tarihi
İngiliz Edebiyatı Tarihi
de. Üzerinde çalıştığınız aşikar, inceleme için kendi adıma teşekkür ederim. :)
ghost okurunun profil resmi
Okuduğunuz için ben teşekkür ederim. Edebiyatın yapı taşı gibiler, bu ve şu an okuduğum Canterbury. Bunları anlamadan edebiyatı biliyorum diyemeyiz sanırım :) Umarım okuduğunuzda keyif alırsınız.
Siddhartanın Yolculuğu okurunun profil resmi
Çok güzel bir inceleme, elinize sağlık 👏 Kendisi bir dönem boyunca canımıza okuyan bir dersin, güzide ve can yakan bir parçasıydı 😄 Görünce bir şeyler yazmadan geçemedim... Keyifli okumalar dilerim 📚
Bu yorum görüntülenemiyor
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.